Rize'de kaybolmaya yüz tutan bakır parlatma mesleği
Rize’de yaşayan 66 yaşındaki Dursun Ali Nuroğlu, kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan bakır parlatma mesleğini tek başına sürdürüyor. Müşterilerinin vefat eden yakınlarından kalan bakır eşyalara gösterdiği özen, her parçayı geçmişin hatıralarıyla buluşturuyor.
Uzun deneyim ve bölgesel talep
30 yılı aşkın ustalığı boyunca Nuroğlu, bakır ve diğer metalleri parlatıyor. Usta, "Rize’de krom parlatan var ama bakır yok. Sarp’tan Sürmene’ye kadar bakır parlatma işleri bana gelir" diyerek hizmetinin bölge genelinde talep gördüğünü belirtiyor.
Mesleğin zorlukları
Nuroğlu, bakır parlatmanın zahmetli bir süreç olduğunu vurguluyor. "Bakırı temizlemek kolay değil, birkaç aşamadan geçiyor. Tozu var, zahmeti çok. Gençler bu işi yapmaz; maske takmama rağmen tozdan simsiyah oluyorum bazen. Şimdiki gençler kapıdan bile geçmiyor." ifadeleri, mesleğe ilişkin fiziksel güçlükleri ve genç kuşakların ilgisizliğini ortaya koyuyor. Usta, işin inceliklerini anlatırken toz, gürültü ve sabır üçlüsünü öne çıkarıyor.
Hatıralara verilen değer
Tezgâhına getirilen her bakır tencere, bakraç veya sini Nuroğlu için yalnızca bir eşya değil; bir ailenin anısını taşıyan parça olarak değerlendiriliyor. Usta, "Bana getirilen her parça, bir annenin, bir dedenin hatırası. Onları yeniden ışıldatmak, sanki geçmişe saygı göstermek gibi" diyerek mesleğinin duygusal boyutunu aktarıyor.
Geleceğe dair endişe
Eskiden Rize’de birçok bakır parlatma ustası olduğunu belirten Nuroğlu, bugün bu işi tek başına sürdürmenin hem gururunu hem de hüznünü yaşıyor. "Ben gittikten sonra bu işi Rize’de yapacak kimse kalmayacak" sözleri, mesleğin sürekliliğine dair kaygısını özetliyor.
RİZE'DE 66 YAŞINDAKİ DURSUN ALİ NUROĞLU, KAYBOLMAYA YÜZ TUTAN BAKIR PARLATMA MESLEĞİNİ TEK BAŞINA SÜRDÜRÜYOR. MÜŞTERİLERİNİN VEFAT EDEN YAKINLARINDAN KALAN BAKIR EŞYALARI ÖZENLE PARLATAN USTA, HER PARÇADA GEÇMİŞİN HATIRALARINA YENİDEN HAYAT VERİYOR.