Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Vehbi Alp Üçok, ruhsal hastalıklara yönelik toplumda süregelen damgalama ve ön yargıların, bireylerin tedaviye erişimini büyük ölçüde zorlaştırdığını ifade etti. Üçok, bu konuda Anadolu Ajansı muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Toplumda Damgalama ve Ruh Sağlığı
Psikiyatri uzmanı Üçok, psikiyatrinin diğer tıp disiplinlerine göre daha geç kabul görmüş bir alan olduğunu belirterek, özellikle son 30-40 yılda psikoterapi ve ilaç tedavileri gibi konularda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Ancak, bu ilerlemelere rağmen, ruh sağlığı hizmetlerine erişimin hala toplumsal engellerle sınırlı olduğunu vurguladı.
"Damgalanma, sadece ruhsal rahatsızlığı olan bireyleri değil, onların ailelerini ve çevresini de etkileyen çok boyutlu bir sosyolojik sorundur," diyen Üçok, damgalamanın kişinin ruh sağlığı uzmanlarıyla iletişime geçme isteğini azaltabileceğini belirtti.
Tarihsel Bağlam ve Toplumsal Algı
Prof. Dr. Üçok, toplumun ruhsal hastalıklara duyduğu mesafenin tarihsel sebeplerle ilişkili olduğunu, bu mesafenin Orta Çağ’a kadar uzandığını ifade etti. İnsanların farklı olanı dışlaması ve onlara karşı bir korku geliştirmesi, günümüzde de süregeldiğini öne sürdü.
İçselleştirme ve Etkileri
Prof. Dr. Üçok, damgalamanın bireyler üzerinde yarattığı belirsizliklerin, tedavi arayışlarını olumsuz etkilediğini dile getirerek, "Bireyler kendilerine de damgalamalarıyla bir etiket yapıştırıyor. Bu durum, iyileşmenin önündeki en büyük engeli oluşturuyor," dedi. Ayrıca, tedavi sürecinin geç kalması nedeniyle sağlık sorunlarının daha da derinleşebileceğini vurguladı.
Medyanın Rolü ve Bilinçlendirme
Medyanın ruhsal hastalığa dair sorumlu bir yaklaşım sergilemediğini kaydeden Üçok, ruhsal hastalıkların yalnızca olumsuz olaylarla gündeme geldiğini, başarı hikayelerinin ise sıklıkla göz ardı edildiğini belirtti. Üçok'un ifadesine göre, halkın çoğu ruhsal hastalıklar hakkında sosyal medya aracılığıyla yanlış bilgilere maruz kalmakta.
Ruh sağlığının normalleşmesi için bireylere ve kurumlara önemli görevler düştüğünün altını çizen Prof. Dr. Üçok, ruh sağlığı desteği arayışının, diş hekimine gitmek kadar olağan bir durum olarak görülmesi gerektiğini kaydetti.