Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal: Dijitalleşme sürdürülebilir tarımın vazgeçilmezi
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal, tarımda dijital teknolojilerin yaygınlaşmasının üretimde verimlilik ve ekonomik sürdürülebilirlik için artık bir zorunluluk haline geldiğini belirtti. Köksal, geleneksel üretim yöntemlerinin küresel rekabete dayanamadığını ve genç kuşakların teknoloji kullanımının sektörde dönüşümü hızlandırdığını vurguladı.
Dijital teknolojiler ve rekabet
Köksal, çiftçilerin sadece yerel değil, dünya genelindeki üreticilerle rekabet ettiğine dikkat çekerek, bu rekabet ortamında maliyetleri düşürme, birim fiyatı yükseltme ve ürün miktarını artırma gerekliliğinde dijitalleşmenin merkezi bir rol oynadığını söyledi. "Üreten ama dijitalleşmeyen çiftçilerin ekonomik sürdürülebilirliği tehlikeye giriyor," ifadelerini kullandı.
Su israfına dijital çözüm
Tarımsal üretimde klasik sulama yöntemlerinin yetersiz kaldığını belirten Köksal, noktasal ve kontrollü sulamanın verim için şart olduğunu aktardı. Geleneksel sulamada tarlanın bazı bölümlerinde aşırı su birikirken diğer bölümleri yeterince su alamadığını; bunun toprağın verim kaybına ve bitkide strese yol açtığını söyledi. Artık her metrekarenin ne kadar suya ihtiyacı olduğunun ölçülebildiğini ve bunun ancak dijital teknolojilerle mümkün olduğunu anlattı.
Köksal ayrıca, Türkiye bağlamında su kayıplarına vurgu yaparak, "Türkiye'de tarıma verilen suyun yüzde 60'ı israf ediliyor. Bu israfın bir kısmı tarlada yanlış sulama uygulamalarından, bir kısmı ise ana sulama sistemlerindeki kayıplardan kaynaklanıyor. Yılda yaklaşık 20 milyar metreküp su bu şekilde boşa harcanıyor," dedi. Dijitalleşmeyle hem bireysel kullanımın hem de toplu sulama şebekelerinin verimliliğinin artırılabileceğini, "her litre suyun doğru zamanda doğru yere ulaştırılması" hedefinin mümkün olduğunu belirtti.
Ölçek, toplulaştırma ve kooperatifleşme
Köksal, kırsaldaki çiftçilerin teknolojiye kapalı olduğu yönündeki algının doğru olmadığını, çiftçilerin giderini azaltacak ve verimi artıracak her yönteme açık olduğunu söyledi. Ancak Türkiye'deki tarım işletmelerinin büyük bölümünün küçük ve dağınık yapıda olmasının dijitalleşmenin önündeki en büyük engel olduğunu ifade etti. Değişken oranlı sulama veya sensör destekli sistemlerin kurulması için en az 100 dekarlık bir alan gerektiğini, oysa ülkemizde çoğu tarım arazisinin 10 dekarın altında olduğunu belirtti. Bu koşullarda küçük arazi sahiplerinden tek başına teknoloji yatırımı beklemenin gerçekçi olmadığını, işletme ölçeklerinin büyütülmesi, toplulaştırma ve kooperatifleşme modellerinin gündeme gelmesi gerektiğini vurguladı.
Tarımsal veri: stratejik güç kaynağı
Köksal, tarımsal verilerin yalnızca ticaret için değil, aynı zamanda diplomasi ve strateji için de önem kazandığını söyledi. Ülkelerin tarım sistemlerini dijital olarak izleyip hasat ve verim tahminleriyle piyasalarda konumlandığını, bizim ise üretimimizi tam olarak dijital takip edemediğimiz için pazarda dezavantaj yaşadığımızı ifade etti. Ayrıca, Güneydoğu Anadolu'daki su kaynaklarının jeopolitik öneme sahip olduğunu belirterek, bu kaynakların kullanımının dijital olarak belgelenmesinin uluslararası müzakerelerde ülkenin elini güçlendireceğini belirtti. "Dijital veriler sadece çiftçinin değil, ülkenin de savunma aracıdır," diye konuştu.
Genel olarak Köksal, dijital teknolojilerin tarımda verimliliği artırma, kaynak israfını azaltma ve ulusal stratejiye katkı sağlama potansiyelinin yüksek olduğunu; ancak bunun uygulamaya dönüşmesi için ölçek büyütme, altyapı uyumu ve veri yönetimi adımlarının eş zamanlı atılması gerektiğini vurguladı.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal, tarım sektöründe dijital teknolojilerin yaygınlaşmasının hem üretimde verimlilik hem de ekonomik sürdürülebilirlik için zorunluluk haline geldiğini belirtti. Köksal, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.