Paris'te düzenlenen kongrede Türkiye'deki halk sağlığı girişimleri masaya yatırıldı
Fransa'nın başkenti Pariste 24 Ağustos'ta başlayan 23. Uluslararası Beslenme Kongresi devam ediyor. Kongre, Fransız Beslenme Derneği (SFN), Fransız Beslenme Federasyonu (FFN), Avrupa Beslenme Dernekleri Federasyonu (FENS) ve Uluslararası Beslenme Bilimleri Birliği (IUNS) tarafından, bu yıl 'Küresel Sağlık İçin Sürdürülebilir Gıda' temasıyla düzenleniyor.
Türk oturumu: Katılımcılar ve odak konular
Kongrede, Türk bilim insanlarının katılımıyla düzenlenen 'Türkiye'de halk sağlığını iyileştirmeye yönelik girişimler' başlıklı oturumda kamu sağlığı, beslenme okuryazarlığı ve eğitim programları ele alındı. Oturuma, Sabri Ülker Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Julian Stowell, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Bilim Başkanı Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zehra Büyüktuncer Demirel ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal katıldı.
Stowell: Türkiye'de sağlık göstergelerinde önemli ilerleme
Prof. Dr. Julian Stowell, 18 yıldır ziyaret ettiği Türkiye'de kamu sağlığına odaklandığını belirterek 'Türk halkının başarma arzusuna hayranım ve üniversiteler, hükümet, sivil toplum kuruluşları, medya ve kamuoyu arasındaki işbirliğine hayranım.' dedi. Stowell, Türkiye'nin nüfusunun 1960'tan bu yana üç katına çıktığını ve ülkenin ortanca yaşının 33 olduğunu vurguladı; karşılaştırma olarak İngiltere'de ortanca yaşın 40'ın üzerinde olduğunu belirtti.
Stowell, 1950'den bu yana doğuştan beklenen yaşam süresinde kaydedilen ilerlemeyi, bulaşıcı hastalıkların azalması ve sağlık hizmetlerine erişim ile eğitimdeki gelişmelere bağladı. Buna karşın ölümlerin yüzde 70'inin bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklandığını, Türkiye'de kardiyovasküler hastalıklar ve kanserlerin başlıca ölüm sebepleri arasında yer aldığını aktardı.
Stowell, Türkiye'nin 2016'da Avrupa bölgesinde fazla kilo ve obezite açısından birinci sırada olduğunu, obezite oranının %32 olduğunu ve kadınlarda daha yüksek seyrettiğini belirtti. Ayrıca günlük tuz tüketiminin 12 grama indiğini ancak bunun Dünya Sağlık Örgütü tavsiyesinin üzerinde kaldığını söyledi. Hükümetin bu konularla mücadele için 'Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı' ve 'Diyabet Programı' gibi girişimleri başlattığını hatırlattı.
Sabri Ülker Vakfı'nın 2011'den beri uyguladığı 'Dengeli Beslenme Eğitim Programı'na değinen Stowell, Eğitimin Bakanlığı verilerine göre 2011'den bu yana 2,5 milyon öğrenci, öğretmen ve veliye ulaşıldığını aktardı.
Aksakal: Gıda okuryazarlığı ve eğitim müfredatı
Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, gıda ve beslenme okuryazarlığının halk sağlığı açısından önemini vurguladı. Aksakal, 2017'de yapılan bir araştırmanın tüketicilerin alışveriş kaygıları arasında 'son kullanma tarihi'nin ön planda olduğunu ortaya koyduğunu, 664 bin takipçiyle yürütülen bir sosyal medya çalışmasının ise bu kişilerin gıda okuryazarlığından olumlu etkilendiğini gösterdiğini belirtti.
2022'de yapılan kapsamlı bir derlemenin insanların yüzde 75'inin beslenme konusuna ilgi duyduğunu ortaya koyduğunu aktaran Aksakal, Türkiye'de gıda okuryazarlığını eğitim müfredatına entegre etme çabalarının sürdüğünü ifade etti. Okullar ve toplum çapında okuryazarlık projeleri uygulanması gerektiğini, çevre ve ekonomi gibi faktörlerin de sağlıklı diyet programı tasarımında göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.
Büyüktuncer Demirel: Küresel yük ve stratejiler
Prof. Dr. Zehra Büyüktuncer Demirel, sağlık çalışanlarının beslenmeye yaklaşımının önemine değindi. 2017 tarihli çalışmaların dünya genelinde 11 milyon ölümün beslenme kaynaklı olduğunu gösterdiğini hatırlatan Büyüktuncer Demirel, beslenme sorunlarının çözümü için iki temel strateji olduğunu söyledi: gıda sistemlerinin dönüştürülmesi ve sağlıklı gıda seçimlerinin teşvik edilmesi. Bu iki stratejinin kesişim noktasında ise beslenme okuryazarlığı yer aldığını belirtti.
Büyüktuncer Demirel, toplumun beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesinin zorluklarına işaret ederek mesleki yanlış bilginin bilime olan güveni azaltabileceğini vurguladı. Medyanın ve sosyal medyanın, doğru kullanıldığında beslenme iletişiminde güçlü araçlar olduğunu sözlerine ekledi.
Ünal: Erken eğitim ve sağlık personeli eğitimi
Prof. Dr. Serhat Ünal, doğru beslenme alışkanlıklarının çocukluktan itibaren kazandırılması gerektiğini belirtti. Dengeli beslenme konusunda sağlık çalışanlarının eğitiminin önemini vurgulayan Ünal, tıp müfredatının geliştirilmesi gerektiğini söyledi ve Ankara'da sağlık personeli ile aile hekimlerine yönelik beslenme eğitimine öncülük ettiklerini aktardı.
Sonuç olarak, kongrede Türkiye'nin beslenme ve halk sağlığı alanındaki ilerlemeleri, mevcut riskler ve eğitim ile okuryazarlık çalışmalarının güçlendirilmesi gerektiği ortak mesajı verildi.
Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen 23. Uluslararası Beslenme Kongresi'nde "Türkiye'de halk sağlığını iyileştirmeye yönelik girişimler" başlıklı oturum düzenlendi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Bilim Başkanı Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, oturuma katılarak konuşma yaptı.