Pankreas kanseri tedavisinde ilerleme: erken tanı ve kombine yaklaşımlar umut veriyor
Etkinlik ve katılımcılar
Pankreas Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında Acıbadem Maslak Hastanesi'nde düzenlenen "Bu öykülerde bilim, cesaret, umut var" başlıklı söyleşide, sunucu Leyla Yıldırım moderatörlüğünde uzmanlar ve hastalar bir araya geldi. Etkinlikte konuşan isimler arasında Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, Prof. Dr. Mert Erkan, Prof. Dr. Özlem Er, Prof. Dr. Enis Özyar ve Prof. Dr. Yaşar Çolak yer aldı.
Epidemiyoloji ve toplumsal farkındalık
Dünya genelinde her yıl 500 binden fazla, Türkiye'de ise yaklaşık 8 bin kişiye pankreas kanseri tanısı konuluyor. Hastalığın görülme sıklığının arttığı ve 2030 yılında ölüm nedenleri arasında 4. sıradan 2. sıraya yükselebileceği vurgulanırken, toplumsal farkındalığın halen düşük olduğu belirtildi.
Tedavideki gelişmeler ve sağkalım oranları
Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, son yıllarda yapılan bilimsel çalışmaların teşhis ve tedavide önemli ilerlemeler sağladığını, bunun da 5 yıllık sağkalım oranlarında kayda değer artışlara yol açtığını aktardı. Ceyhan, geçmişe dönük karşılaştırmayla 25 yıl önce yüzde 12 civarında olan 5 yıllık sağkalımın, yaklaşık 10 yıl önce yüzde 35–40 seviyelerine çıktığını ve en son çalışmalarda yüzde 54'e kadar ulaştığını bildirdi. Onkolojik ve cerrahi tedavilerin doğru birlikteliğinin bu gelişmede belirleyici olduğu ifade edildi.
Ayrıca damar tutulumunun olduğu lokal ileri vakalar veya sınırlı metastazlı hastalarda uygulanan kemoterapinin, bazı hastaları erken evre gibi değerlendirip ameliyat şansı sunabildiği; bunun geçmişte tedavi açısından kaybedilmiş kabul edilen hastalara yeni seçenekler getirdiği vurgulandı.
Erken tanı, risk grupları ve yeni yaklaşımlar
Prof. Dr. Mert Erkan, pankreas kanserinin genel olarak nadir görüldüğünü ancak hızla ilerleyen doğası nedeniyle dikkat gerektirdiğini söyledi. Normalde toplumdaki görülme oranı 10 binde 1 iken, 50 yaşın üzerindeki ve son 6 ay içinde yeni diyabet tanısı alan kişilerde bu riskin 150’de 1 seviyesine çıktığını, yani yaklaşık 70 katlık bir yoğunlaşma bulunduğunu belirtti.
Erkan, pankreas kisti taşıyan hastaların yakın takibe alındığını; çünkü bu kistlerin bir kısmının kansere dönüşebildiğini, yeni tanı diyabetinin önemli bir uyarı işareti olduğunu ve geçen 1,5 yıl içinde yeni pankreas kanseri aşılarının ortaya çıktığını aktardı. Bu gelişmelerin erken tanı ve risk gruplarının belirlenmesinde katkı sağladığı ifade edildi.
Hasta öyküleri: yaşam kalitesi ve umut
Etkinlikte hasta hikayeleri de paylaşıldı. Hasan Karaduman, 34 yaşında ileri evre pankreas kanseri ve karaciğindeki iki metastaz ile tanıştığını anlattı. Tanı sürecinde yaşadığı şok, üç aylık kemoterapi, ardından gerçekleştirilen 12 saatlik ameliyat ve ameliyat sonrası tekrar kemoterapi süreçlerini aktaran Karaduman, tedavi sonrası hayatına döndüğünü ve kızına Melek adını verdiğini söyledi.
Bir diğer hastanın öyküsü ise Fazilet Mollaya ait. 2017'de halsizlik, şiddetli kaşıntı, karın ağrısı ve sarılık şikayetleriyle başvurduğunda pankreas başı ve safra kanalını tıkayan tümör nedeniyle önce ameliyat edilemez denilen Molla, daha sonra Prof. Dr. Mert Erkan tarafından ameliyat edildiğini; ameliyat sonrası dokuz yıldır aktif bir yaşam sürdüğünü anlattı.
Sonuç
Söyleşi, pankreas kanseri alanındaki multidisipliner yaklaşımların, erken tanı çalışmaları ve yeni tedavi seçeneklerinin hastaların yaşam süresi ve kalitesinde somut iyileşmeler sağladığını gösterdi. Uzmanlar, risk gruplarının belirlenmesi, kistik lezyon takibi ve yeni tedavi stratejilerinin önemine dikkat çekti ve toplumda farkındalığın artırılmasının gerekliliğini vurguladı.
PANKREAS KANSERİ FARKINDALIK AYI KAPSAMINDA HASTALARLA UZMANLARIN KATILDIĞI "BU ÖYKÜLERDE BİLİM, CESARET, UMUT VAR" BAŞLIKLI SÖYLEŞİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ.