Özge Özpirinçci’nin Tiyatro Oyunundan Çekilmesinin Perde Arkası
Özge Özpirinçci, Show TV’de ekrana gelen Sandık Kokusu dizisinin başrol oyuncusu. Ancak onunla ilgili son günlerde gündeme gelen bir iddia, hayranlarını şaşırttı. İddiaya göre, Özpirinçci, çok sevdiği bir karakter için tiyatro oyunu hazırlığı yapıyordu. Ancak dizi teklifi alınca, oyunu bırakıp diziyi seçti. Bu durum, oyun için çalışan ekibi mağdur etti. Özpirinçci, bu iddiaya sessiz kalmayarak, gerçekleri açıkladı.
“ÖZGE EKİBİNİ YARI YOLDA BIRAKTI”
Bu iddiayı ortaya atan, bir X kullanıcısı oldu. Kullanıcı, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, “Özge Özpirinçci bir karakterin hayatını çok beğenip ‘Tiyatro oyunu yapacağım’ diye tutturup herkesi darlıyor, sponsor bulunuyor, sahneleme aşamasında geliniyor ve son anda ‘Bana dizi geldi’ deyip herkesi yüzüstü bırakıyor. Bu da böyle bir kulis olsun size, kalitedir evet” ifadelerini kullandı.
ÖZPİRİNÇCİ: 2 YAŞINDAKİ KIZIM VE BABAMIN HASTALIĞI NEDENİYLE VAZGEÇTİM
Özpirinçci, bu iddiaya karşı sessiz kalmadı ve sosyal medya hesaplarından yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında, olayın aslını şöyle anlattı: "Bahsettiğiniz ‘Oyun’ bir kitap uyarlaması. Kitabı okuduktan sonra yazarına mesaj atıp, eğer bir gün kitabınızı tiyatro oyunu ya da sinema filmine uyarlamak isterseniz, ben bu rol için deneme çekimi yapmak istiyorum dedim. “Böyle bir tesadüf olamaz biz de sizi düşünüyorduk’ dedi. Kimseyi darlamadım, sponsor bulmadım, masa okuması yaptık bir kere ve tatile gittik hepimiz. Bu süreçte takvimle ilgili konuşmalar yapıldı ve sezonda bir dizide oynayacağım bilgisi verildi. Yaz tatili bitişine doğru tekrar set hayatına başlayacağımı ve bu sefer 2 yaşında bir kız çocuğum olduğu için zamanımı daha doğru değerlendirmem gerektiğini idrak etmeye başladım. Üstüne bir de babama ALS teşhisi konması ile birlikte fiziksel ve duygusal anlamda yoğun ve zorlayıcı olabilecek bir sezonun beni beklediğini anladım. İlk defa sahneye çıkacaktım ve bu deneyimimin böyle bir seneme denk gelmesini istemedim. Bu noktada oyuna dahil olamayacağımı ve bundan dolayı çok üzgün olduğumu söyledim. Hayallerimizin kağıt üzerindeki duruşuyla hayatın bizim için çizdiği resimler her zaman aynı çerçevede buluşamayabiliyor. O çerçeveye zorla sığmaya çalışmamak da resmin kalitesini bozmak istememekten kaynaklanabiliyor.”
