Nem ve rutubet arttığında küf alerjileri ve sağlık riskleri yükseliyor
Haber: LALE BİLDİRİCİ
Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sami Öztürk, sıcak ve nemli dönemlerde küf mantarının ortamda aşırı arttığını ve bunun solunum sistemi üzerinde ciddi etkiler oluşturabileceğini belirtiyor. Prof. Dr. Öztürk, küf mantarının doğada 100 binin üzerinde çeşidi bulunduğunu ve özellikle rutubetin yükseldiği dönemlerde sporlarının havaya karışarak akciğerlerde zatürre, su toplanması veya yaygın enfeksiyonlara yol açabileceğini vurguladı.
Küfün neden olduğu belirtiler
Prof. Dr. Öztürk, küf kaynaklı alerjik tabloların alerjik nezle, göz nezlesi ve astım gibi solunum sistemi hastalıklarını tetikleyebileceğini; burun akıntısı ve tıkanması, kaşıntı, hapşırma, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetlerin görüldüğünü ifade etti. İstanbul'da bazı bölgelerde nem oranının yüzde 90'lara çıktığını belirten Öztürk, nem arttıkça küf yoğunluğunun ve dolayısıyla alerjik atakların, KOAH alevlenmelerinin, ciltte kaşıntı ve kızarıklıkların arttığını söyledi.
Korunma ve basit önlemler
Prof. Dr. Öztürk'ün tavsiyeleri arasında çatıdan veya pencereden su sızdırmasının giderilmesi, havasız ve rutubetli odalarda halı ve kilim bulundurmamak, gereksiz kitap ve kırtasiye malzemelerini kaldırmak, banyo ve tuvaletin düzenli havalandırılması yer alıyor. Evde çok sayıda saksı bitkisi bulundurmamak, yemek sırasında aspiratör kullanmak ve mutfak atıklarının düzenli olarak temizlenmesi de küf oluşumunu azaltan önemli uygulamalar olarak öne çıkıyor.
Prof. Dr. Öztürk ayrıca burun temizliğinin, burunda biriken küf sporlarını ve diğer polenleri uzaklaştırarak yakınmaları hafifletebileceğini; polen ve küf alerjisi olanların polen mevsiminde sabah saatleri ile öğleye kadar ve rüzgârın yoğun olduğu dönemlerde dış aktivitelerini azaltmalarının faydalı olacağını önerdi. Bitkilerle ilgili iş yapan kişilerin maske ve gözlük kullanması ve ev içindeki rutubeti azaltmanın semptomları büyük oranda düşüreceği ifade edildi.
Küflü gıdalara dikkat
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Sarıaydın, küf mantarlarının sıcak ve nemli ortamları sevdiğini, sağlık açısından zararlı etkilerinin genellikle küflerin ürettiği mikotoksin adlı maddeler aracılığıyla ortaya çıktığını belirtti. Sarıaydın, mikotoksinlere maruziyetin karaciğer, böbrek, immün sistem ve nörolojik hasarlara yol açabileceğini, uzun süreli maruziyetin geri dönülmez hastalıklara neden olabileceğini vurguladı.
Her küfün her kişide aynı reaksiyonu yaratmadığını; ancak 65 yaş üstü ve KOAH, diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalığı olan kişilerin uzun süre küfe maruz kaldıklarında ciddi sonuçlarla karşılaşabileceğini söyledi. Yaz döneminde başvuruların çoğunun bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal ve ateş gibi şikayetlerle olduğunu, bu vakaların yaklaşık %40-50'sinin küf kaynaklı gıda zehirlenmeleri nedeniyle olduğunu aktardı.
Dr. Sarıaydın, küflü gıdaların sadece görünür kısmının alınmasının hatalı bir yaklaşım olduğunu; görünmeyen yerlerde de mikotoksin bulunabileceği için küf bulaşmış ürünlerin tüketilmemesi gerektiğini örnekleyerek belirtti.
Havanın sıcak ve nemli olduğu yaz aylarında küf alerjilerinin arttığını belirten uzmanlar, bazı küf türlerinin şiddetli semptomlara neden olarak ağır hastalıklara yol açabileceği uyarısında bulundu. Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sami Öztürk, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
