Metabolizma nedir ve neden sadece kilo ile sınırlı değildir
Medicana Sağlık Grubu Endokrinoloji Bölümü ve Medicana International İzmir Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Uzm. Dr. Aysel Mammadyarzada metabolizmayı, kamuoyunda yaygın kabul edilen "kilo alıp verme hızı" tanımının ötesinde açıkladı. Metabolizma; vücudun enerji üretimi, besinlerin işlenmesi, hücre yenilenmesi ve yaşamı sürdüren tüm biyokimyasal süreçlerin genel adıdır. Nefes alırken, yürürken, düşünürken hatta uyurken bile metabolizma aktif çalışır.
Metabolizma hızını etkileyen faktörler
Metabolizma hızı birçok etkene bağlıdır: yaş, cinsiyet, genetik yapı, beslenme düzeni, kas kütlesi ve fiziksel aktivite düzeyi gibi. Metabolizma hızını doğrudan ölçen net bir test bulunmamakla birlikte, metabolik yavaşlıktan şüphelenildiğinde insülin, tiroit ve cinsiyet hormonları başta olmak üzere bazı hormon tetkikleri değerlendirilebilir.
Hormonların rolü
Metabolizma çok sayıda hormonun ortak çalışmasıyla kontrol edilir. Uzm. Dr. Mammadyarzada tarafından özellikle vurgulanan hormonlar arasında insülin, T3 ve T4 (tiroit hormonları), leptin, ghrelin, östrojen, testosteron ve kortizol yer alır. Bu hormonlardaki değişiklikler metabolik dengeyi doğrudan etkileyebilir.
İnsülin direnci örneğinde uzun süreli yanlış beslenme, hareketsizlik veya obezitenin hücrelerin insüline yanıtını bozduğu; bunun sonucunda kanda glikoz birikimi, artan insülin üretimi ve yağ depolanmasının tetiklenmesi nedeniyle kilo vermenin zorlaştığı açıklanmıştır. Bu tablo, sadece kan şekeri yüksekliği değil, tüm enerji dengesini etkileyen bir durum olarak tanımlanır.
Cinsiyet ve yaşın etkileri
Kadınlarda östrojen, erkeklerde testosteron; metabolizma, yağ dağılımı ve kas kütlesi üzerinde belirleyici etkiye sahiptir. Kadınlar yağları daha çok kalça-uyluk bölgesinde depolarken erkeklerde genellikle karın çevresinde yağlanma görülür. Yaşla birlikte hormon seviyeleri azalabilir; menopoz ve andropoz dönemlerinde metabolizma yavaşlayabilir ve özellikle karın bölgesinde yağlanma artabilir. Östrojen düşüşünün kardiyovasküler riskleri artırabileceği bu dönemde düzenli beslenme ve fiziksel aktivite kritik önem taşır.
Sağlıklı metabolizma için yaşam tarzı önerileri
Uzm. Dr. Mammadyarzada sağlıklı ve dengeli çalışan bir metabolizma için yapılması gerekenleri şu şekilde sıralıyor: düzenli uyku, üç ana ve iki ara öğün şeklinde dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite, yeterli su tüketimi, gerektiğinde hormon ve kan tetkikleri, ve kişiye özel beslenme planı. Ayrıca uzun süreli düşük kalorili diyetlerin, düzensiz beslenmenin ve fiziksel aktivite yetersizliğinin metabolizmayı olumsuz etkileyebileceği vurgulanıyor.
Beslenme düzeninde ana öğün-ara öğün dengesinin ve her öğünde karbonhidrat, protein, yağ dengesinin korunmasının önemine dikkat çekildi. Uzun süreli açlık ve stres hormonlarındaki artışın kan şekerini yükselterek insülin dengesini bozabileceği belirtildi. Kafein ise geçici hızlanma sağlayabilir ancak günlük 3-4 fincanın üzerine çıkılmaması öneriliyor. Besin takviyelerinin ise yalnızca laboratuvar testlerinde eksiklik saptandığında önerilmesi gerektiği ifade edildi.
Kliniğe başvuranlarda sık rastlanan durumlar
Metabolizma yavaşlaması şikayetiyle başvuran hastalarda sıklıkla hipotiroidi, insülin direnci, demir eksikliği ve D vitamini eksikliği gibi durumların tespit edildiği bildirildi. Bununla birlikte metabolizmanın yalnızca hormonlara bağlı olmadığı; genetik yapı, uyku düzeni, stres ve psikolojik durum, sık yapılan düşük kalorili diyetler, düzensiz beslenme, fiziksel aktivite eksikliği ve sosyo-kültürel alışkanlıkların da önemli rol oynadığı vurgulandı.
Değerlendirme ve takip
Halsizlik, saç dökülmesi, cilt kuruluğu, kabızlık gibi belirtilerin titizlikle değerlendirilmesi gerektiği; alınan besinlerin enerjiye dönüştüğünü, gereğinden fazla tüketildiğinde enerji depolarının dolup yağlanmaya yol açtığını belirtti. Sonuç olarak Uzm. Dr. Mammadyarzada, eğer altta yatan bir hastalık yoksa ve kişi değişime açıksa, doğru yaşam tarzı düzenlemeleri ile sağlıklı ve dengeli çalışan bir metabolizmaya sahip olunabileceğini ifade etti.
MEDİCANA SAĞLIK GRUBU ENDOKRİNOLOJİ BÖLÜMÜ’NDEN UZM. DR. AYSEL MAMMADYARZADA