Malatya'da diyabet oranı Türkiye çapında ilk sırada
Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Lezan Keskin, diyabetin Türkiye'de hızla artan bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı. Keskin, diyabetin önlenebilir, kontrol altına alınabilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirtti.
Dünya Diyabet Günü ve tarihçesi
Doç. Dr. Keskin, 14 Kasım tarihinin Dünya Diyabet Günü olarak kabul edilme gerekçesini anlatarak, '1921 yılında insülini keşfederek milyonlarca şeker hastasının tedavisini mümkün kılan ve 1923 yılında Nobel Tıp Ödülü'nü alan Kanadalı Dr. Frederick Banting'in doğum günü' olduğunu hatırlattı. Bu tarih, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından bilime saygı göstermek amacıyla seçilmiştir.
Diyabetin kapsamı ve komplikasyonları
Doç. Dr. Keskin, diyabetin sadece kan şekerinin yükselmesiyle sınırlı kalmadığını, tüm organ ve sistemleri etkileyen kronik ve ilerleyici bir hastalık olduğunu ifade etti. Diyabetin damarlar yoluyla vücuda yayılabileceğini ve bunun mikrovasküler ile makrovasküler komplikasyonlara yol açtığını belirtti.
Uzun vadede diyabetin yol açabileceği riskler arasında inme, felç, görme kaybı ve körlük, koroner arter hastalıkları, kalp krizi, diyabetik nöropati ve diyabetik nefropati bulunuyor. Keskin, diyaliz ünitelerindeki hastaların büyük bir kısmının diyabetik bireylerden oluştuğunu vurguladı.
Belirti ve yaşam kalitesi etkileri
Yeni tanı konulanlarda sık görülen yakınmaların çok su içme, sık idrara çıkma ve iştah artışı olduğunu belirten Keskin, bulanık görme, kadınlarda tekrarlayan enfeksiyonlar ve erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluklarının da erken belirtiler arasında yer aldığını söyledi. Diyabetin sadece organ kaybına değil, bireyin yaşam kalitesi, özgürlüğü ve geleceği üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu aktardı.
Tanı kriterleri ve A1c değeri
Tanıda laboratuvar testlerinin önemine dikkat çeken Keskin, tanı kriterlerini şöyle sıraladı: açlık kan şekeri 126 mg/dl ve üzeri, tokluk kan şekeri 200 mg/dl ve üzeri olduğunda diyabet tanısı konulabileceğini; ayrıca Hemoglobin A1c testinin son üç aylık kan şekeri ortalamasını gösterdiğini ve hedefin %6,5'in altında olduğunu belirtti. Keskin, A1c değerindeki her yüzde birlik artışın komplikasyon riskini artırdığını söyledi.
Diyabet türleri ve tedavi yaklaşımları
Doç. Dr. Keskin, Tip 1 diyabetin genellikle genç yaşlarda ortaya çıktığını ve pankreasta insülin üretiminin yok denecek kadar az olduğu için tedavide insülinin zorunlu olduğunu ifade etti. Tip 2 diyabetin ise hastaların %90'ını oluşturduğunu, genetik yatkınlık, obezite, hipertansiyon ve yüksek kolesterolün bu türde önemli rol oynadığını vurguladı. Gestasyonel diyabetin de anne ve bebek sağlığı açısından dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi; bazı ilaçlar, enfeksiyonlar ve pankreas cerrahilerinin diyabet gelişiminde rol oynayabileceğini ekledi.
Yaşam tarzı değişikliği tedavinin temelidir
Keskin, tedavide hedefin kan şekeri düzeylerini normal sınırlarda tutmak ve ideal kiloya ulaşmak olduğunu belirterek, düzenli beslenme, aktif yaşam, sigara ve alkolün bırakılmasının ilaç tedavisi kadar önemli olduğunu aktardı. Gerektiğinde insülin ve oral antidiabetiklerin tedaviye destek verdiğini ifade etti.
Malatya verileri ve yerel çağrı
2010 Türkiye Obezite ve Diyabet Prevalans çalışmasına göre ülke genelindeki diyabet oranı %13,7 iken, Malatya'da bu oranın %21 ile ilk sırada yer aldığını hatırlatan Doç. Dr. Keskin, bu tablonun değiştirilebileceğini söyledi.
Keskin, diyabet farkındalığını artırmak amacıyla düzenlenecek yerel etkinliğe tüm vatandaşları çağırdı. 16 Kasım Pazar günü 100. Yıl Parkı'nda gerçekleştirilecek yürüyüş için halkı 'Bir adım atın, yarına sağlıkla ulaşın' sloganıyla katılmaya davet etti.
Öne çıkan noktalar: Malatya'da diyabet prevalansı ülke ortalamasının üzerinde; tanı kriterleri ve A1c hedefleri net; önleyici yaşam tarzı değişiklikleri temel tedavi yaklaşımı; 16 Kasım yürüyüşüyle farkındalık artırılacak.
MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI UZMANI DOÇ. DR. LEZAN KESKİN, DİYABETİN TÜM DÜNYADA OLDUĞU GİBİ TÜRKİYE’DE DE HIZLA ARTAN BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU OLDUĞUNA DİKKAT ÇEKTİ. DOÇ. DR. LEZAN KESKİN, DİYABETİN ÖNLENEBİLİR, KONTROL ALTINA ALINABİLİR VE TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK OLDUĞUNU DA SÖYLEDİ.