Budapeşte'nin Vize Kolaylığı Gerginliği Tırmandırdı
Macaristan ile Avrupa Birliği (AB) arasında gerilim, Başbakan Viktor Orban'ın Moskova'ya gerçekleştirdiği ziyaretten sonra artarak devam ediyor. Bu seferki tartışma, Macaristan'ın Rus ve Belarus vatandaşlarına yönelik Şengen vizesi kolaylığı sağlaması üzerinden yaşanıyor.
AB'den Mcaristan'a Resmi Mektup
AB Komisyonu İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, Macaristan’a göndermiş olduğu mektubunda, 1 Temmuz itibarıyla AB dönem başkanlığını üstlenen Budapeşte'nin, Rus vatandaşlarına serbest seyahat imkanı sunan "Ulusal Kart" programının süresini uzatmasından endişe duyduğunu belirtti.
Johansson, "Rusya, bir güvenlik tehdidi. Daha fazla teyakkuz halindeyiz. Potansiyel Rus casuslarının AB'ye kolayca erişimi, toplumsal güvenliğimizi ciddi şekilde tehdit edebilir," ifadelerinde bulundu. Johansson, Macaristan'dan yanıt aldıktan sonra durumu inceleyeceklerini ve gerekirse harekete geçeceklerini de ekledi.
Vize Kolaylığına Tepkiler Artıyor
Mektupta, vize konusunun üye ülkelerin yetki alanında olduğu belirtilse de, AB'nin Rusya ile vize kolaylığını Eylül 2022'de durdurduğu hatırlatıldı. Macaristan'ın bu konuya dair izahatını en geç 19 Ağustos tarihine kadar AB Komisyonuna iletmesi gerektiği vurgulandı.
Avrupa Parlamentosu'nun en büyük siyasi grubu Avrupa Halk Partisi (EPP) Başkanı Manfred Weber de, Orban'a mektup yazarak Macaristan’ın vize kolaylığı kararını "şüpheli" bulduğunu ve bunun casusluk faaliyetlerini artırabileceğini belirtti.
Macaristan ile AB Arasındaki Süregelen Gerginlik
Macaristan, Temmuz ayı başında, Rusya ve Belarus gibi ülkeler için mevsimlik işçi vizesini kolaylaştırma kararını duyurdu. Budapeşte ile Brüksel arasında, Rusya-Ukrayna Savaşı başta olmak üzere pek çok konuda anlaşmazlıklar gündemde.
Orban, Rus yanlısı olmakla suçlanmasına rağmen bu iddiaları kesin bir dille reddediyor. Moskova ziyareti ise, AB içinde büyük tepki topladı; üst düzey yöneticilerin Orban'ın AB'yi temsil etme konusundaki yetkisini sorgulamasına yol açtı. Orban, bu ziyaretin amacının müzakereler başlatmak değil, barış yolunda ilk adımları atmak olduğunu savunmuştu.