DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0,01%
BITCOIN
3.855.864,01 -0,05%

Lösemi artık korkutucu değil: Tedavi başarıları arttı, erken tanı ve destek önemli

ESOGÜ'lü Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, gelişen tedavi yöntemleri ve destekleyici bakım sayesinde lösemide başarı oranlarının arttığını, erken tanı ve psikososyal desteğin önemini vurguladı.

Yayın Tarihi: 06.11.2025 11:11
Güncelleme Tarihi: 06.11.2025 11:11

Lösemi artık korkutucu değil: Tedavi başarıları arttı, erken tanı ve destek önemli

Lösemi artık korkutucu bir hastalık değil

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, löseminin günümüzde eskisi kadar korkutucu bir hastalık olmadığını belirtti. Gelişen teknoloji, yeni tedavi yöntemleri ve destekleyici uygulamalar sayesinde tedavi başarı oranlarının önemli ölçüde yükseldiğini ifade etti.

Hastalık tanımı ve belirtiler

Özdemir, löseminin kemik iliğinde kan hücrelerinin üretimini sağlayan kök hücrelerden gelişen malign bir hastalık olduğunu ve malignitenin nedeninin tam olarak bilinmediğini söyledi. Virüs enfeksiyonları, radyasyon, bazı ilaçlar ve çevresel kirleticiler gibi etkenlerin neden olabileceği mutasyonların hücrelerin ölümsüzleşmesine ve kemik iliğini istila etmesine yol açtığını aktardı.

Löseminin klinik tablosunda ateş, bacak ve kemik ağrıları, kilo kaybı, boyunda büyümüş lenf bezleri, morluklar, diş eti kanamaları, burun kanaması, halsizlik ve solgunluk gibi bulgular görülebileceğini belirten Özdemir, bu şikayetleri olan çocukların derhal doktora götürülmesi gerektiğini vurguladı.

Çocukluk çağı kanserleri arasında löseminin en sık görülen gruplardan olduğunu söyleyen Özdemir, lösemilerin temelde akut lenfoblastik ve akut miyeloblastik olmak üzere iki ana tipe ayrıldığını; lenfoblastik lösemi görülme sıklığının çoğunlukla 2-5 yaş aralığında olduğunu bildirdi.

Tanı, risk sınıflaması ve tedavi süreci

Tanıda hastanın öyküsü, fizik muayene, kan tahlilleri ve kemik iliği incelemelerinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Özdemir, her hastaya aynı tedavinin uygulanmadığını; düşük, orta ve yüksek risk durumlarına göre tedavi protokollerinin şekillendiğini söyledi.

Tedavi sürecinin yaklaşık iki yıl sürdüğünü ve günümüzde destekleyici bakım ile birlikte çoğu hastada yüksek başarı sağlandığını belirten Özdemir, hastaların küçük bir bölümünde (yüzde 10 civarında) tedaviye direnç görülebileceğini ancak bu hastalar için de yenilikçi tedavilere yönelinebildiğini aktardı.

Toplumsal farkındalık ve psikososyal destek

Prof. Dr. Özdemir, lösemili çocuklar ve ailelerinin sosyal ve psikolojik desteğe büyük ihtiyaç duyduğunu vurguladı. 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında düzenlenen etkinliklerin hastalığa yönelik farkındalık oluşturma açısından önemli olduğunu belirtti.

Ayrıca löseminin bulaşıcı bir hastalık olmadığına dikkat çeken Özdemir, bu çocukların ve ailelerinin toplum tarafından dışlanmaması ve desteklenmesi gerektiğini söyledi.

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ (ESOGÜ) TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI...

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ (ESOGÜ) TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ÇOCUK HEMATOLOJİSİ VE ONKOLOJİSİ BİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. ZEYNEP CANAN ÖZDEMİR

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı