Lavrov: Trump ve ekibi Alaska zirvesinin ardından krize daha derin yaklaşım benimsedi
Rusya Dışişleri Bakanı, görüşmenin yapıcı geçtiğini ve müzakere seçeneklerine açıklık sinyali verdi
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Alaska eyaletinde düzenlenen ABD-Rusya zirvesini değerlendirirken toplantının iyi bir atmosferde geçtiğini belirtti. Lavrov, Rossiya-24 kanalına yaptığı açıklamada, 15 Ağustos tarihli zirvenin verimli olduğunu ve hem Vladimir Putin hem de Donald Trump tarafından yapılan açıklamalara bunun yansıdığını söyledi.
Lavrov, Trump ve ekibinin Ukrayna konusunda uzun vadeli, sürdürülebilir ve güvenilir bir sonuca ulaşma niyetini samimi bulduklarını vurguladı. Bakan, özellikle Alaska'daki toplantı sonrası ABD tarafının bu krizi çözmek için daha derin bir yaklaşım benimsediğini ifade etti.
Rusya tarafının görüşmelerde, Ukrayna krizinin temel nedenlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik adımların önemini vurguladığını belirten Lavrov, Kremlin'in bu nedenler hakkında daha önce yaptığı açıklamalara işaret etti. Ayrıca, Moskova'nın üçlü veya ikili herhangi bir müzakere formatını reddetmediğini söyledi.
Zelenskiy ve dil-ile ilgili tartışmalar
Lavrov, Ukrayna bağlamında Kırım ve Donbas gibi bölgelere atıfta bulunarak bu toprakları ele geçirmeyi hedeflemediklerini; amaçlarının bu bölgelerde yaşayan Rus halkını korumak olduğunu belirtti. Bakan, Volodimir Zelenskiy tarafından yapılan anayasa açıklamalarını anımsatarak, Ukrayna yasalarındaki uygulamalara dikkat çekti ve Rus diline yönelik yasakların yasalaştığını söyledi.
Lavrov, Ukrayna Anayasası'na işaret ederek Rusların ve diğer azınlıkların haklarının korunması gerektiğini vurguladı ve eğer Kiev anayasasına gerçekten önem veriyorsa bunun yükümlülüklerinin ilk maddelerinden başlaması gerektiğini ifade etti.
Analiz: Lavrov'ın açıklamaları, Moskova'nın Washington ile yürütülen temaslarda esneklik gösterdiğine ve müzakere formatlarına açık olduğuna dair sinyal veriyor. Aynı zamanda Rus tarafı, krizin kök nedenlerine dikkat çekilmesinin önemini vurgulayarak görüşmelerde uzun vadeli çözümler arandığını öne sürüyor. Bu söylem, tarafların gelecekteki temaslarında gündemin şekillenmesine etki edebilir.