DOLAR
42,58 -0,02%
EURO
49,54 -0,06%
ALTIN
5.753,56 0,18%
BITCOIN
3.940.934,33 0,53%

Küresel Sumud Filosu'ndaki Türk aktivistler savcılığa ifade verdi

İsrail tarafından uluslararası sularda alıkonulan Türk aktivistler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda Adli Tıp kontrollerinin ardından savcılığa bilgi sahibi olarak ifade verdi.

Yayın Tarihi: 05.10.2025 02:12
Güncelleme Tarihi: 05.10.2025 02:12

Küresel Sumud Filosu'ndaki Türk aktivistler savcılığa ifade verdi

İfade süreci ve sağlık kontrolleri

İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulduktan sonra Türkiye'ye getirilen Küresel Sumud Filosundaki Türk aktivistler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında savcılığa bilgi sahibi olarak ifade verdi. Aktivistler, getirildikleri anda Adli Tıp Kurumuna götürülerek sağlık kontrolünden geçirildi.

Aktivistlerin ifadeleri

Haşmet Yazıcı'nın anlatımı

Yazıcı, açık denizde gemilerine dronla bombalı saldırılar düzenlendiğini, bu saldırılarda fiziki yaralanmalar olduğunu ve yelkenin yandığını bildirdi. Hücum botları ile gelenlerin teknelerini taciz edip batırmaya çalıştıklarını, ardından İsrail'e ait komandoların tam teçhizatlı şekilde tekneye çıkıp kontrolü ele aldıklarını söyledi.

Yazıcı, limanda yaklaşık 3 saat boyunca elleri arkada, kafaları yere bastırılmış şekilde beton zeminde oturduklarını ve bu süre boyunca kendilerine kötü muamele uygulandığını belirtti. Askerlerin kendilerine tehditvari sözler sarf ettiğini aktaran Yazıcı, alandaki yaşlı ve zayıf kişilere yönelik uygulamaları ve ters kelepçe örneklerini de dile getirdi.

Bekir Develi'nin ifadeleri

Develi, Gazze'ye insani yardım götürürken uluslararası sularda müdahaleye uğradıklarını belirterek, İsrail askerlerinin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ellerinin arkadan sıkı şekilde kelepçelendiğini ve bunun sonucunda morarmalar oluştuğunu söyledi. Kendilerine alıkonulduktan iki gün sonra yemek verildiğini, dört gün boyunca su verilmediğini aktardı.

Develi ayrıca namaz kılmaya çalıştıklarında müdahale edildiğini, teknedeyken dronlarla sayısız kez taciz edildiklerini ve hücum botlarının teknelerinin yanından geçerek batırmaya çalıştıklarını ifade etti. Kişisel eşyalarının ve parasının çalındığını da bildirdi.

Mesut Çakar'ın ifadeleri

Çakar, limana vardıklarında ters kelepçe pozisyonunda, sıcak asfalt üzerinde başları yerde olacak şekilde yaklaşık bir saat bekletildiklerini; bu sırada Mustafa Çakmakçı isimli arkadaşının kolunun kırıldığını anlattı. Daha sonra üst araması ve pasaport kontrollerinin yapıldığı büyük bir salona götürüldüklerini, kendilerinden üç kağıt imzalamalarının istendiğini kaydetti.

Çakar, Avrupa vatandaşlarına aynı muamelenin uygulanmadığını, sadece Türk vatandaşlarına yönelik aşağılayıcı davranışlar olduğunu belirtti. Hapishanede su verilmediğini, cezaevinde yaklaşık üç gün kaldıklarını ve bu süre zarfında tuvalet çeşmesinden su içmek zorunda kaldıklarını söyledi. Ayrıca Avustralya vatandaşı Ebubekir isimli arkadaşlarının tek başına sorguya alınarak darp edildiğini, astım hastası iki kişinin ilaç verilmediği için solunum güçlüğü çektiğini aktardı.

Çakar, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in hapishaneye geldiğini ve ardından kişilerin hücrelere, kafeslere ve açık alanlara ayrıldığını belirtti. Görevlilerin gülerek fotoğraf ve video çektiğini söyledi.

Soruşturma ve hukuki çerçeve

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, saldırının ardından uluslararası sularda Türk vatandaşlarının alıkonulmasına ilişkin olarak 1 Ekimde yaşanan olayı soruşturuyor. Soruşturma kapsamında başvurulan hukuki dayanaklar arasında Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 15. maddesindeki yetki kuralları ile Türk Ceza Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerindeki görev kuralları yer alıyor.

Soruşturma, şüphe olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması, nitelikli yağma, mala zarar verme ve eziyet suçlarını kapsıyor.

Bu kapsamda, Türkiye'ye getirilen aktivistlerin ifadelerinin alınması için Adli Tıp Kurumu'nda 11 savcı tarafından işlemler yürütülmesine karar verildi. Ayrıca, olayın uluslararası suç niteliğinde kalması nedeniyle Türk vatandaşı olmayan aktivistlerin de isterlerse ifade verebilecekleri bildirildi.

Olayın önemi

Soruşturma, uluslararası sularda gerçekleştiği iddia edilen müdahale ve alıkoyma iddialarının hem hukuki boyutunu hem de mağdurların anlattığı muameleleri belgelemeyi amaçlıyor. Aktivistlerin ifadeleri, sağlık kontrolleriyle birlikte dosyada delil olarak değerlendirilecek.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı