Küresel Sumud Filosu: Alparsan Arslan'ın tanıklığı
TURGUT ALP BOYRAZ - İsrail'in ablukasını kırmak ve Gazze'ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan Türk aktivist Alparsan Arslan, alıkonulma sürecinde yaşadıklarını AA'ya anlattı. Filodan 14 Türk vatandaşının yurda döndüğü bildirildi.
Filonun hedefi ve strateji
Arslan, Mayıs 2010'da Mavi Marmara'da da yer aldığını belirterek Mavi Marmara'daki uygulamanın "nefsi müdafaa hariç" esasına dayandığını, bu filoda ise "nefsi müdafaa dahil hiçbir şekilde karşılık vermeme" stratejisinin benimsendiğini söyledi.
Alıkonma anı ve uygulanan muamele
Arslan, İsrail unsurlarının kendilerine "insanlık dışı" muamelede bulunduğunu ve seyir ile alıkonulma sırasında "tüm tahkir ve tacizlere" rağmen İsrail unsurlarına "malzeme verecek herhangi bir şey oluşturmadıklarını" vurguladı.
Yaşadıklarını anlatırken Arslan şunları aktardı: "Kafamıza ayaklarıyla bastılar. Tekneden çıktıktan sonra bir meydana topladılar. Başımızı eğiyorlar, başını çok eğmeyeni ayaklarıyla başına basıyorlar. Kafamızı betona vuruyorlar. Kefiyesi olana direkt eziyet ediyorlar. Filistin'le alakalı bir sembolü olan arkadaşlarımızı o meydanda linç ettiler. Türkçe konuşan ve Türk vatandaşı olduğunu zannettiğimiz polisler çok ağır zulmetti, küfürler ettiler ve el hareketleri yaptılar. O bizim çok ağırımıza gitti".
Gözaltı koşulları ve sağlık uygulamaları
Arslan, tanınmamak için yüzlerini kapattıklarını, kendisine Antalyalı olduğu için farklı muamele yapıldığını söyledi. Doktora dahi "ters kelepçe" uygulandığını ve cezaevindeki odalarına köpeklerle girildiğini ifade etti; bu durum karşısında "acaba Filistinlilere nasıl davranıyorlardır" diye düşündüklerini belirtti.
Alıkonma sürecini özetlerken Arslan, "Hücrede kalmış gibi muamele gördük. Havalandırma yok, 6 gün kaldık. Bir saat duş hakkı tanındı ve onun dışında 6 gün boyunca kapalı kaldık." dedi.
Denizdeki manevralar ve Gazze'ye yaklaşma
Arslan, filonun Gazze sahiline yaklaşık 27 mil yaklaşabildiğini, alıkonuldukları gün sabah saat 05.00'e kadar "yapabildikleri manevralarla" İsrail unsurlarından kaçmayı başardıklarını anlattı. Arslan, "Manevralarla deniz taksisi gibi neredeyse aralardan kaçtık. Her defasında bizi durdurdular. Her defasında kurtulmayı başardık." dedi.
27 mil mesafede umutlandıklarını, rotayı Mısır'a çevirdiklerini fakat o aşamada engellendiklerini ve sabaha karşı alındıklarını belirtti.
Filonun hedefleri ve dönüş
Yaklaşık 500 yolcudan yüzde 10'unun Türk olduğunu anımsatan Arslan, filonun amacının "İsrail'in yalnızlaştırılması" olduğunu ifade etti. Arslan, "Şunun bilinmesi lazım; biz burada etken durumdayız, İsrail edilgen durumda. Yani bu planı, programı hazırlayan biziz. İsrail'in 2 şansı var, engel olmak ya da engel olmamak. Engel olsa da zararda ve kaybediyor, engel olmasa da kaybediyor. Biz, engel olunsak da kazanıyoruz, engel olunmasak da kazanıyoruz. Bundan sonra da Siyonist İsrail rejimine müjdelerimiz, projelerimiz var." sözleriyle filonun stratejik yaklaşımını özetledi.
İsrail tarafından alıkonduktan sonra Türkiye'nin girişimleriyle bırakılan aktivistlerin son grubu, sabah saatlerinde Türkiye'ye hava yoluyla dönmek üzere Ürdün'e ulaşmış ve Türk yetkililer tarafından karşılanmıştı.
Küresel Sumud Filosu'nun kapsamı
Küresel Sumud Filosu, 1 Ekim akşamı Gazze sularına yaklaşmış; İsrail ordusu filoya ait 42 gemiye yasa dışı şekilde el koymuş ve gemilerde bulunan yüzlerce uluslararası aktivisti Ketziot Hapishanesi'ne nakletmişti. Filonun, bugüne kadar Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için toplu şekilde yola çıkan en büyük filo olma özelliğini taşıdığı bildiriliyor.