KTÜ araştırması Karadeniz kıyılarında deniz çöpü haritasını çıkardı
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yahya Terzi liderliğindeki çalışma, Türkiye'nin Karadeniz kıyılarında deniz çöpü yoğunluğu ve dağılımını haritalandırdı. Araştırma, kıyıların genel sağlığı ve öncelikli müdahale alanlarının belirlenmesi için önemli veriler sunuyor.
Araştırma kapsamı ve yöntem
Çalışma, Bulgaristan sınırından Gürcistan sınırına kadar yaklaşık 1400 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridinde 37 istasyon ile yürütüldü. Araştırma, Avrupa Birliği'nin "The Monitoring of Marine Litter in European Seas" kılavuzuna uygun biçimde gerçekleştirildi. İncelemede 2,5 santimetrenin üzerindeki katı atıklara odaklanıldı ve toplam 29 bin 610 adet katı atık toplanarak materyallerine ve kullanım alanlarına göre sınıflandırıldı.
Çöp yoğunluğu ve dağılım bulguları
Plajların büyük çoğunluğunda çöp yoğunluğunun yüksek olduğu belirlendi; araştırmada kıyıların yüzde 90'ının "kirli" ve "çok kirli" düzeyde olduğu raporlandı. En düşük deniz çöpü yoğunluğu metrekarede 0,24 adet ile İstanbul Sarıyer'deki Kısırkaya Plajı'nda tespit edilirken, bunu metrekarede 0,246 ile Trabzon Laila Plajı, 0,318 ile Kızılırmak Ağzı Doğusu, 0,378 ile Bartın İnkumu Plajı ve 0,378 ile Kastamonu Cide Sahili izledi.
En yüksek yoğunluklar ise metrekarede 2,124 adet ile Artvin Kopmuş Plajı'nda ölçüldü. Diğer yüksek yoğunluklu istasyonlar arasında Bartın Kapısuyu Plajı (1,602), Artvin Üç Kardeş Plajı (1,464), Samsun Terme Plajı (1,326) ve İstanbul Şile Uzunkum Plajı (1,206) yer alıyor. Genel olarak daha yüksek yoğunlukların dere ağızlarına yakın istasyonlarda görüldüğü, taşınımın bu bölgelerde belirleyici olduğu kaydedildi.
Atık türleri ve sağlık riskleri
Toplanan atıkların yüzde 88'inin plastik olduğu, yaklaşık yüzde 3,5'inin kağıt ve kalan kısmının metal gibi diğer materyallerden oluştuğu belirtildi. En sık rastlanan atık türü sigara izmariti olurken, kırılmış plastik parçaları, gıda ambalajları, içme suyu şişeleri ve kapakları da yaygın bulundu.
Ayrıca cam kırıkları, medikal atıklar, şırıngalar ve kesici metal parçalar gibi insan sağlığına zarar verebilecek atıklara da rastlandığı bildirildi; bazı kıyılarda ayağa batma riski "yüksek" veya "çok yüksek" düzeyde değerlendirildi.
Uluslararası boyut, iklim değişikliği etkisi ve öneriler
Terzi, Karadeniz'deki deniz çöpü sorununu sınırların ötesine taşınan, uluslararası bir problem olarak tanımladı; bölgedeki akıntı sistemlerinin çöplerin bir ülkeden diğerine taşınmasına yol açtığını vurguladı. AB'nin 2050 hedefi deniz çöpü miktarını metrekarede 1 adedin altına indirmek iken, Karadeniz ve Baltık Denizi'ndeki mevcut kirliliğin bu hedefe ulaşmayı zorlaştırdığına dikkat çekildi.
İklim değişikliği ile artan aşırı hava olaylarının akıntı ve dalga rejimlerini değiştirebileceği, bunun da çöplerin taşınımını ve birikim noktalarını yeniden şekillendirerek yeni kirlilik odakları oluşturabileceği uyarısı yapıldı. Çalışmanın sonunda Terzi, deniz çöplerinin kaynağında önlenmesinin birinci öncelik; ikincisinin ise etkin temizlik çalışmaları olması gerektiğini belirtti.
Çalışma, Karadeniz kıyılarındaki öncelikli müdahale alanlarını belirleyerek yerel ve bölgesel politika ve temizlik planlarının oluşturulması için temel veri sağlamaktadır.