Kırklareli’nde bulunan Dupnisa mağarası, İstanbul’dan hafta sonu kaçamak yapmak isteyen gezginler için tam bir uğrak nokta. Yurtiçinin yanı sıra yurtdışından da bir çok turiste ev sahipliği yapan bu mağara, 180 milyon yıllık bir geçmişe ve tarihe sahip. İstanbul’a 230 km uzaklıkta yer alan Istıranca dağların üzerinde yer alan bu mağara, hem dış hem de iç güzelliği ile bir çok turistin gönlünü fet etmeyi başarıyor. Eğer sizler de İstanbul’dan ufak bir kaçamak yapmak istiyor ve yakında bir yere gitmek istiyorsanız; Kırklareli’deki Dupnisa mağarası ilk tercihiniz olmalı! İşte Dupnisa mağarası ve tarihi...
DUPNİSA MAĞARASI
180 milyon yıl önce oluşan, yani 180 milyon yıllık bir tarihi içerisinde barındıran Dupnisa Mağarası, İstanbul'a 230 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Istıranca Dağları'nın derin vadilerle şekillendirdiği yeşillik dolu bir bölgede konumlanan Dupnisa mağarası, çevresinde bulunan doğal güzellikler sayesinde de pek çok turistin uğrak noktası oluyor. Toplam 2720 metre uzunluğunda olan bu mağara çevresinde bulunan güzelliklerin yanı sıra, içeride sunduğu tarihle de oldukça etkileyici mekanlardan birisi. Mermerler içinde gelişen, birbirine bağlı iki kat ve üç mağaradan oluşan Dupnisa mağarası, kesinlikle doğallığın içerisinde keyifli gizem dolu bir yolcuğu size sunuyor.
BİR MAĞARANIN İÇERİSİNDE ÜÇ FARKLI MAĞARA
Üst katı Kuru ve Kız Mağaraları oluştururken, alttaki mağara Sulu Mağara ya da Dupnisa olarak biliniyor. İki mağara arasında 30 metre kot farkı bulunurken; kuru mağara 900 metre, sulu mağara ise 1700 metre uzunluğunda. Kuru mağara; sarkıt, dikit, sütun ve damlataş bakımından zengin bir içeriğe sahip olmasıyla biliniyor. Sulu mağaranın girişinde ise karstik olarak oluşmuş bir kemer yer alıyor. Tabi ki de iki mağara arasında sıcaklık farkı da söz konusu. Sıcaklık kuru mağarada 17 dereceyken, sulu mağarada ise 10 derece. Sulu mağarada söz konusu olan oluşumlar halen daha devam ediyor.
Mağara gezmeyi seviyorsanız, İstanbul’dan ufak bir kaçamak yapmak istiyorsanız size önerimiz kesinlikle Dupnisa mağarası olacaktır. Bu eşsiz mağara: içersinde bulundurduğu üç farklı mağara ve sıcaklık koşullarının yanı sıra, girişinde de harika bir manzarayla sizleri karşılıyor. İstanbul’dan hafta sonu ufak bir kaçamak yapmak isteyenlerin uğrak noktası haline gelmiş olan bu mağara, yurtdışından bir çok turiste de ev sahibi yapıyor. Özellikle içersinde farklı derecelere sahip birden fazla mağara bulundurması turistler için büyük bir merak konusu haline gelmişken, dışında eşsiz bir doğal görsel şölenin de yer alması oldukça etkileyici.
DUPNİSA MAĞARASI NEREDE?
Dupnisa Mağarası, Karadeniz'in serin ikliminin etkisi altında olan Istranca Dağları'nın Rezve Deresi tarafından şekillendirildiği bir bölgede yer alıyor. Kırklareli’de eşsiz doğal şöleni sunan Dupnisa Mağarası; yeşil bitki örtüsüyle kaplı, ikinci jeolojik zamanda oluşan mermerler içinde yer alan büyük yer altı sistemi olarak da nitelendiriliyor. Söz konusu olan bu etkileyici mağaralar, 4 milyon yıldan fazla süredir oluşum ve gelişimini sürdüren yapılar olarak da biliniyor. Özellikle Sulu yani Dupnisa mağara olarak bilinen kısım, halen daha oluşum sürecine dahil olan bir yapıda.
DUPNİSA MAĞARASININ İÇERİSİNDE NELER VAR?
Dupnisa mağarasının içerisinde sürekli akan bir yer altı nehri bulunuyor. Bu nehir tarafından ise yer yer göller oluşmuş durumda. Derinlikleri yer yer 2 metreyi aşan göller, mağaranın içerisinde eşsiz bir doğal güzelliği meraklısına sunuyor. Mağara içinde süt beyazdan kırmızı ve kahverenginin her tonunda renklere sahip, dev boyutlara ulaşan sarkıt, dikit, sütunlar; perde, bayrak damla taşları ve damla taş havuzları da bulunuyor.
DUPNİSA MAĞARASI ZİYARETE AÇIK MI?
Dupnisa Mağarası 2003 yılında turizme açılsa da; halen daha mağaraların tüm kısımlarına ulaşım sağlanamıyor. Üst katındaki Kuru Mağara'nın 250, Sulu Mağara'nın ise 200 metrelik bölümü ziyaretçilere açılmış durumda. Bu bölgelerde yürüyüş iskelesi ve aydınlatma bulunuyor. Mağara, Trakya'nın en uzun ikinci mağarası olup, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Ancak ziyaret etmeden önce muhakkak bir dipnot eklemeliyiz ki; kapalı ve dar alan fobisi, kalp, şeker gibi kronik rahatsızlıkları bulunan ziyaretçiler için giriş uygun değildir.
