Katar Başbakanı Al Sani'nin Doha saldırısına tepkisi
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İsrail’in Doha’da düzenlediği saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada bu eylemi uluslararası hukuk, insani değerler ve diplomatik teamüller açısından ağır eleştirdi. Hazırlık toplantısında Al Sani, saldırıyı "uluslararası hukuku, insani değerleri ve diplomatik teamülleri ayaklar altına almış, devlet terörü niteliğinde bir eylem" olarak tanımladı.
Al Sani, saldırının sivilleri, güvenlik görevlilerini, diplomatik misyonları ve çocukların bulunduğu okulları hedef aldığını vurguladı. Bu eylemin İsrail’in bölgede hiçbir kırmızı çizgi tanımadığını ve istikrarsızlık yaratmayı amaçladığını gösterdiğini belirtti.
Konuşmasında, saldırının Gazze’de ateşkes ve esirlerin serbest bırakılmasına yönelik müzakereler sürerken gerçekleştiğini hatırlatan Al Sani, bunun barışçıl girişimleri engelleme niyetini ortaya koyduğunu söyledi.
Al Sani ayrıca uluslararası toplumun tutumuna işaret ederek şunları ifade etti: "Uluslararası toplumun çifte standartlardan vazgeçmesi ve İsrail’i işlediği suçlardan dolayı sorumlu tutmasının vakti gelmiştir." Katar’ın arabuluculuk rolünü hem anayasal hem de insani ve ahlaki bir sorumluluk olarak nitelendirerek, ülkesinin Mısır ve ABD ile birlikte ateşkes çabalarını sürdüreceğini bildirdi.
Al Sani, uluslararası toplumun İsrail’i kınayan açıklamalarını ve Katar’ın egemenliğine destek veren ifadeleri memnuniyetle karşıladığını; ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından yayımlanan bildiriyi takdir ettiklerini kaydetti.
İİT-Arap Birliği Olağanüstü Zirvesi ve saldırıya ilişkin ayrıntılar
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, ülkenin başkenti Doha'da bölgedeki son gelişmeler nedeniyle 15 Eylül Pazartesi günü İİT-Arap Birliği Olağanüstü Zirvesi düzenleneceğini duyurmuştu.
İsrail ordusunun 9 Eylül'de Doha'da Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binaya savaş uçaklarıyla saldırdığı bildirildi. Hamas, lider kadrosunun saldırıdan kurtulduğunu; ancak Hamas Siyasi Büro üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu, dört Hamas mensubu ve bir Katar polisinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise 10 Eylül'de yaptığı açıklamada Katar'a yönelik olarak, "Ya onları sınır dışı edersiniz ya da adalete teslim edersiniz. Bunu yapmazsanız, biz yapacağız." ifadelerini kullanarak yeni bir saldırı tehdidinde bulundu.
Devlet Başkanları düzeyinde yapılacak zirve, İsrail'in 9 Eylül'deki saldırısının ardından Katar'ın çağrısıyla ve İİT Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı Türkiye'nin desteğiyle düzenleniyor. Zirvede, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısı ile birlikte Gazze ve Batı Şeria'da devam eden soykırım faaliyetleri, işgal ve ilhak operasyonları ele alınacak.
Zirvede kabul edilecek kararda önceki İİT-Arap Birliği Olağanüstü Zirvelerine atıf yapılması ve İsrail'in Gazze ve bölge ülkelerine yönelik saldırılarının ivedilikle durdurulması çağrısının yinelenmesi öngörülüyor. Bu çerçevede daha önce İstanbul'da 21-22 Haziran 2025 tarihlerinde yapılan İİT 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı ile 25 Ağustos 2025'te Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen toplantıda alınan kararlara atıf yapılacağı belirtildi.
Anılan ortak olağanüstü zirve, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yürütülen operasyonların bölgeye yayılması sonucunda düzenlenen İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvelerinin üçüncüsü olma özelliğini taşıyor. Daha önceki ortak zirveler 11 Kasım 2023 ve 11 Kasım 2024 tarihlerinde Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleştirilmişti.
