Kahverengi kokarca Artvin'den Marmara'ya yayıldı
Doğu Karadeniz kökenli kahverengi kokarca böceği kısa sürede Türkiye'nin farklı bölgelerine yayılarak şimdi Marmara Bölgesi'nde, özellikle Bursa ve Yalova kıyılarında tarım arazilerini tehdit etmeye başladı.
Yayılma ve tarımsal etkiler
Artvin'de ilk kez 2018 yılında tespit edilen Halyomorpha halys, Karadeniz hattı üzerinden hızla yayılım gösterdi. Böcek meyve ağaçları, sebzeler ve çeşitli bitki türlerinde ürün kaybına yol açıyor; özellikle fındıkta ürünün suyunu emerek kalite kaybı ve acılaşma oluşturduğu bildiriliyor. 2025 itibarıyla Marmara'da yerleşik hale geldiği rapor ediliyor.
Uzman değerlendirmesi
Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, türün popülasyon dinamikleri ve yayılma mekanizmaları hakkında uyarıda bulundu. Göktürk'e göre böcek, kalıcı popülasyonlar oluşturarak her yıl artan sayılarla dönebiliyor ve normalde ekonomik zarar oluşturacak düzeyde ürün değerini düşürüyor. Türün Karadeniz genelinde Artvin, Rize, Trabzon, Ordu, Giresun, Samsun illerinde yayılım gösterdiği, 2025 itibarıyla Marmara'da Yalova ve Bursa'da da aktif olarak yerleştiği belirtiliyor.
Göktürk, böceğin yayılmasının en önemli nedeninin kendi uçuş kabiliyeti değil, insan kaynaklı taşımacılık olduğunu vurguladı. Sebze ve meyvelerle birlikte taşınabildiği için Karadeniz'de fındığa verdiği zarar, Marmara'da farklı ürünler için de tehdit oluşturuyor. Ayrıca türün 2 bin metre rakıma kadar yaşayabildiği ifade edilerek birçok yerleşim alanında zarar potansiyeli olduğu kaydedildi.
Dünya ölçeğinde tehdit
Prof. Dr. Göktürk, kahverengi kokarcanın uluslararası tarım için de ciddi bir tehlike olduğunu belirtti. Türün Gürcistan, İtalya ve Amerika gibi ülkelerde fındık, elma ve mısır üretiminde milyonlarca dolarlık ekonomik kayıplara yol açtığına dikkat çekildi.
Mücadele önerileri ve çağrı
Göktürk, mücadelede üç temel yöntemi öne çıkardı: biyoteknik (feromon tuzakları), biyolojik (samuray arıları) ve kimyasal (kışlak ilaçlaması). Zamanlamanın kritik olduğu vurgulanarak feromon tuzaklarının mayıs-haziran ve eylül-ekim dönemlerinde, samuray arılarının temmuz-ağustos döneminde kullanılmasının uygun olduğu belirtildi. Kimyasal mücadeleye ilişkin olarak ise uygulamanın tarlada değil, böceğin kışı geçirdiği çatı, ahır gibi kışlak alanlarda ve ruhsatlı gaz ilaçlarla kışa yaklaşırken toplu imha şeklinde yapılması gerektiği ifade edildi.
Bir bireyin yılda 300-400 yumurta bıraktığı, iki jenerasyon verdiği ve bir yıl sonunda teorik olarak 45 bin bireye ulaşılabileceği örneğiyle hızla çoğalma potansiyeli hatırlatıldı. Bu nedenle Göktürk, mücadelenin köy veya bölge bazında değil, Türkiye çapında eş zamanlı yürütülmesi gerektiğini savunuyor.
Önerilen kurumsal yapı şu şekilde: Tarım Bakanlığı önderliğinde, valilikler, kaymakamlıklar, tarım müdürlükleri, fakülteler, sivil toplum kuruluşları ve çiftçilerin yer aldığı bir 'Kahverengi Kokarca Mücadele Komisyonu' kurulması. Göktürk, zamanında yapılmayan mücadelenin etkisiz kalacağını belirterek topyekûn, planlı ve ulusal bir seferberlik çağrısı yaptı.
DOĞU KARADENİZ’DEN BAŞLAYARAK KISA SÜREDE TÜRKİYE’NİN FARKLI BÖLGELERİNE YAYILAN KAHVERENGİ KOKARCA BÖCEĞİ, ŞİMDİ DE BURSA BAŞTA OLMAK ÜZERE MARMARA BÖLGESİ’NDE TARIM ARAZİLERİNİ TEHDİT ETMEYE BAŞLADI.