İzmir'in Su İhtiyacında Kriz Dönemi
İzmir, içme suyu sağlayan barajlardaki düşüş nedeniyle yer altı kaynaklarına yönelmek zorunda kaldı. Eylül 2023 itibarıyla, Tahtalı Barajı'ndaki su seviyesi yalnızca yüzde 15 olarak kaydedildi. Bu, içme suyunun yaklaşık yarısının temin edildiği bu baraj için alarm verici bir durum.
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Uluslararası Su Kaynakları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Baba, durumu değerlendirerek, yağışların uzun yıllar ortalamasının altında kaldığını vurguladı. 1 Ekim-28 Şubat tarihleri arasındaki yağış miktarı, 373,4 kilogramdan bu yıl yalnızca 269,6 kilograma düştü. Geçen yıla göre de yüzde 20'lik bir azalma gözlemlendi.
Yer Altı Su Kaynakları Ön Planda
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin verilerine göre, barajların doluluk oranları büyük oranda düştü. Balçova Barajı yüzde 75'ten yüzde 37'ye, Güzelhisar yüzde 88'den yüzde 68'e, Alaçatı Kutlu Aktaş yüzde 46'dan yüzde 17'ye geriledi. Ürkmez Barajı’nda ise düşüş oranı yüzde 27’ye kadar indi.
Prof. Dr. Alper Baba, su ihtiyacının yaklaşık yüzde 70-80'inin yer altı kaynaklarından sağlandığını belirtti. Yer altı su kaynaklarının korunması gerektiğine dikkat çekerek, bu durumun bölgedeki nehir sularının ve sulak alanların sürdürülebilirliği için hayati önemde olduğunu ifade etti.
Gelecek İçin Uyarılar
Uzmanlar, yangın ve kuraklık durumlarının etkileriyle birlikte, İzmir'in barajlarından elde edilecek su miktarının daha da düşmesinin önüne geçmek için yer altı su kaynaklarına ağırlık verilmesi gerektiğini değerlendiriyor. Prof. Dr. Alper Baba, "Eğer bu kaynakları yeterince karşılarsak, su ile ilgili bir kriz yaşamayabiliriz. Ancak dikkatli olunmalı ve bu kaynaklar korunmalıdır," dedi.
Bölgedeki suyun sürekliliği için yerel yönetimlerin bu konuyla ilgili yeni stratejiler geliştirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, su kesintileri ve kısıtlamaları tehdidi İzmir’in gündeminde yer alabilir.