Dünyanın gözleri İstanbul'a çevrildi. Tarihi ve kültürel mirasın merkezi olan İstanbul, 1999 depremi sonrası beklenen büyük depremlerle ilgili son dakika açıklamalarına sahne oldu. Özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan İstanbul'un deprem riski, Amerika Birleşik Devletleri'nin önde gelen yayın organlarından Washington Post'un manşetlerine taşındı.
Washington Post, "Saat işliyor" uyarısıyla sunduğu kapsamlı analizde, ayasofya gibi paha biçilmez yapıların olası bir büyük depremin akıbetini sorguladı. Jeofizikçiler, önümüzdeki 30 yıl içinde İstanbul'u vurma olasılığı %40 ila %60 arasında değişen 7 ve üzeri büyüklükte bir depremin beklenildiğini belirtiyor.
Bu oran, yalnızca milyonlarca insanın can güvenliğini değil, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları'ndan kalma yaklaşık 40,000 tarihi yapıyı da doğrudan tehdit ediyor. Jeolog Wendy Bohon, "Bu bölgede daha önce yıkıcı depremler oldu ve yine olacak. Asıl soru olup olmayacağı değil, ne zaman olacağı. Saat işliyor ve şimdi harekete geçme zamanı" diyerek yetkililere acil durum çağrısı yaptı.
Washington Post, depremin riskini somutlaştırmak amacıyla İstanbul'un sembolü haline gelmiş üç yapıyı inceledi: Ayasofya, Yerebatan Sarnıcı ve Zeyrek Çini Hamamı. Ayasofya, tarihi eser koruma yasaları nedeniyle radikal müdahaleleri neredeyse imkansız hale getiriyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden Oğuz Cem Çelik, yapının büyük depremlerde ayakta kalabilmesi için temelinin sismik izolatörlerle donatılması gerektiğini ancak bu işlemin büyük maliyetler ve zorluklar doğuracağını vurguladı.
Yerebatan Sarnıcı, İBB tarafından 2020-2022 yılları arasında restore edildi. Bu çalışmalar sarnıcın direncini artırmış olsa da, uzmanlar merkezi hükümetin devreye girerek daha ileri teknoloji kullanması gerektiğini belirtiyor. Mimar Sinan'ın Zeyrek Çinili Hamamı ise, on milyonlarca Euro'ya mal olan 13 yıllık bir restorasyondan sonra, deprem anında tüm yükü üzerine alabilen modern bir ikinci yapı ile koruma altına alındı.
