İsrailli esirlerin aileleri Netanyahu'ya mektup gönderdi
İsrailli esirlerin aileleri, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya gönderdikleri mektupta, Gazze kentinin işgaline onay verilmesi yerine esirlerin serbest bırakılması için bir anlaşma yapılmasını talep etti. Aileler, şartların 'esir takası' için olgunlaştığını belirterek hükümeti pazarlık masasına çağırdı.
Talep ve gerekçe
Mektupta aileler, masada Netanyahu'nun imzasını bekleyen bir anlaşma olmasına rağmen Gazze'yi işgal etme planını onaylamanın 'kurulan bir tuzak' olduğunu ifade etti. Ailelerin görüşüne göre bu adım, 'İsrailli aileleri ve İsrail halkının yüreğine hançer saplamak' anlamına geliyor ve önceliğin rehinelerin geri getirilmesi olması gerektiği vurgulanıyor.
Ailelerin mesajında öne çıkan ifadeler arasında şunlar bulunuyor: 'Onaylanması gereken plan, rehinelerin (esirlerin) geri getirilmesi planıydı.' ve 'Netanyahu, herkes bir anlaşmaya varmak için koşulların olgunlaştığını biliyor ve bu mesele sizin elinizde.'
Mevcut askeri plan ve kararlar
Haber metninde yer alan bilgilere göre, İsrail 18 Mart'ta ateşkesi bozmasının ardından 17 Mayıs'ta Gazze Şeridi'ndeki harekâtlarını genişleten 'Gideon’un Savaş Arabaları' isimli saldırıları başlatmıştı. İsrail Güvenlik Kabinesi, 8 Ağustos'ta bölgenin kuzeyindeki Gazze kentinin işgaline yönelik plana onay verdi.
Başbakan Netanyahu, kabine toplantısı öncesi röportajında Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeyi hedeflediklerini ifade etmiş; ayrıca İsrail ordusunun Gazze kentini işgal hazırlıkları kapsamında 60 bin yedek askeri göreve çağırma kararı alındığı aktarılmıştır. Son olarak, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın ordunun işgal planını onayladığı ve Gazze kentini hedefleyen yeni saldırılara 'Gideon’un Savaş Arabaları II' adının verildiği bildirildi.
Değerlendirme
Ailelerin mektubu, hükümetin askeri adımlar ile esir değişimi ihtimalleri arasındaki tercihleri sorgulayan bir siyasi ve insani uyarı niteliği taşıyor. Aileler, mevcut diplomatik ve müzakere fırsatlarının değerlendirilmesini ve önceliğin rehinelerin güvenli geri dönüşü olması gerektiğini güçlü bir şekilde vurguluyor. Bu talebin siyasi karar alma sürecinde nasıl karşılık bulacağı, hem iç kamuoyunda hem de güvenlik politikalarında belirleyici olacaktır.
Önemli not: Metindeki tarihler, isimler ve operasyon adları korunmuştur.