İsrail'in saldırısı sırasında cesaretle yayında kalan Seher İmami'nin hikayesi
16 Haziran’da İsrail, İran'da sivil yerleşim yerlerine saldırılar düzenleyeceğini belirtmesinin ardından, İran Radyo ve Televizyon Kurumu'nun (IRIB) merkezine hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırıda, kamuoyunda "Cam Bina" olarak bilinen IRIB binası hedef alındı.
Saldırıda 3 gazeteci yaşamını yitirirken, birçok gazeteci de yaralandı. Saldırı sırasında IRIB yayın merkezinde görevde olan spiker Seher İmami, korku dolu anlara rağmen yayını terk etmemesiyle halkın takdirini topladı.
Patlamalar ve sarsıntılar devam ederken soğukkanlılığını koruyan İmami, İran kamuoyunda "cesaretin sembolü" haline geldi. Sosyal medya ve haber bültenlerinde "kahraman spiker" olarak anılmaya başlandı. İranlı yetkililer, İmami’nin sergilediği cesareti “İran halkının metaneti ve iradesinin yansıması” olarak değerlendirdi.
Saldırının ardından Spiker İmami, AA muhabirine verdiği demeçte, o an yaşadıklarını şöyle aktardı: “Arkadaşlar bana kalıp kalmayacağımı kendim belirleyebileceğimi söylediler. Ancak ben kalmaya karar verdim.”
Yayında kaldığı süre zarfında yanında bulunan bir milletvekiliyle birlikte yayına devam ettiklerini belirten İmami, “Ben kalıyorum deyince, o da ‘Siz burada kalıyorsanız ben milletin temsilcisi olarak gitmem’ dedi. Yayına birlikte başladık.” ifadelerini kullandı.
Yaşanan olay sırasında tüm duygu ve düşüncelerin bir arada olduğunu söyleyen İmami, “O anda ilahi bir güç ve Allah’ın lütfuyla meseleye bakış hepimizi sardı.” şeklinde konuştu. Ailesiyle adeta vedalaştığını ifade eden İmami, “Çocuklarımı öpüyordum. Belki bir daha göremem diye düşünüyordum.” diyerek saldırının kendisinde yarattığı duygusal durumu aktardı.
Mesleğine olan bağlılığına vurgu yapan İmami, “Tıpkı hekimlerin ettiği yemin gibi, medya çalışanlarının da yürekten bir yemin taşıdığını” belirtti. İran’ın Veli Asr Meydanı’na, İmami’nin dev posteri asıldı ve onun gösterdiği cesaret, halkın moral kaynağı oldu.
