İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 13. gününde de devam ediyor. İsrail ile Filistin arasındaki çatışma, 7 Ekim’de Hamas'ın İsrail'e roket fırlatmasıyla başladı. İsrail ise Gazze Şeridi’ne yoğun bir şekilde hava ve kara saldırıları düzenledi.
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, İsrail’in saldırılarında 614’ü çocuk 4 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Yaralananların sayısı ise 10 binleri geçti. Gazze’de yaşayan yaklaşık 2 milyon insan, elektrik, su, gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakıldı. İsrail ordusu, Gazze’nin kuzeyindeki 1 milyondan fazla kişinin bölgenin güneyine götürmesi için 24 saat süre verdi. Bu çağrı, BM tarafından dehşet verici olarak nitelendirildi.
İSRAİL’İN GAZZE’YE SALDIRILARI İNSANLIK DIŞIDIR
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırıdır. İsrail, sivilleri hedef alarak savaş suçu işliyor. Ayrım gözetmeyen ve orantısız güç kullanarak masum insanların hayatını sonlandırıyor. Gazze’de hastanelerin bombalanması, sağlık hizmetlerinin aksamasına neden oluyor. DSÖ, İsrail’in saldırıları nedeniyle sivillerin gidecek güvenli bir yeri kalmadığını bildirdi.
İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşı dünyanın tepkisi yetersizdir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, taraflara ateşkes çağrısında bulundu ancak bu çağrı İsrail tarafından dikkate alınmadı. NATO’dan yapılan açıklamada ise İsrail’in vereceği karşılığın orantılı olmasını bekledikleri belirtildi. Ancak bu açıklamalar, İsrail’in saldırılarını durdurmak için yeterli değildir.
Gazze halkının acısına ortak olmak için daha fazla çaba sarf edilmelidir. İsrail’in saldırılarına son verilmesi için uluslararası toplum harekete geçmelidir. Gazze’ye insani yardım ulaştırılması için gerekli adımlar atılmalıdır. Filistin halkının haklı davasına destek verilmelidir. Gazze’de yaşanan katliam, insanlık vicdanını yaralamaktadır. Bu vicdan yarasını sarmak için hepimiz sorumluyuz.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, bölgede büyük bir insani krize neden oluyor. İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ni bombalayarak, binlerce Filistinli sivilin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına sebep oluyor. İsrail, saldırılarını meşru müdafaa olarak savunuyor, ancak uluslararası hukuka göre ayrım gözetmeyen ve orantısız saldırılar savaş suçu sayılıyor. İsrail’in saldırıları, Gazze’deki altyapıyı, sağlık sistemini, eğitim kurumlarını ve medya organlarını da tahrip ediyor. Gazze’de yaşayan Filistinliler, abluka altında ve güvenli bir yere kaçamadan İsrail’in bombardımanına maruz kalıyor.
İsrail ile Filistin arasındaki çatışma, tarihsel, siyasi ve dini nedenlerle çok karmaşık ve çözümsüz bir sorun olarak görülüyor. Ancak bu sorunun çözümü için uluslararası toplumun daha aktif ve adil bir rol oynaması gerekiyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin bir karar tasarısını oylamaya sunamaması, ABD’nin İsrail’e verdiği destek ve silah yardımı, Batılı ülkelerin ve medyanın taraflı tutumu, bölgedeki barış umutlarını zayıflatıyor. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) olağanüstü toplantısı ise, İslam aleminin Filistin halkına desteğini göstermesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
HASTANEYE SALDIRISI
İsrail, el-Ehli Baptist Hastanesi’ni hedef alarak, hastaların ve sığınmacıların bulunduğu binayı yerle bir etti. Saldırıda 500 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Hamas ise Tel Aviv’e roket saldırısı düzenledi.
Gazze’de 2. gün yaşanan en kanlı saldırı, el-Ehli Baptist Hastanesi’ne yapıldı. İsrail savaş uçakları, hastanenin bulunduğu binayı bombalayarak, yüzlerce masum insanın ölümüne neden oldu. Saldırıda 500 kişi hayatını kaybetti, binlerce sivil de yaralandı. Hastanede sadece hastalar değil, bombardımandan kaçarak binaya sığınan yüzlerce kişi de vardı. Saldırının ardından hastane enkazından kurtarma çalışmaları başlatıldı.
Gazze Şeridi’nde yaşanan insani kriz her geçen gün derinleşiyor. İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısı 4 bini aştı. İsrail ise Hamas’ın roket saldırılarına maruz kalarak bin 400’den fazla kayıp verdi. ABD Başkanı Joe Biden’ın bölgeye yaptığı ziyaret sonrasında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’ye kara harekatından başka çarenin olmadığını söyledi.
İsrail sözcüsü ise Refah Sınır Kapısı’nın yakında açılacağını ve Gazze’ye insani yardım gönderileceğini duyurdu.
HAMAS'TAN MİSİLLEME
Hastane saldırısına misilleme olarak Hamas, Tel Aviv’e roket saldırısı düzenledi. Saldırıda can kaybının olup olmadığı henüz bilinmiyor. Tel Aviv’de ise saldırı sirenleri duyuldu. İsrail ordusu ise Gazze Şeridi boyunca bir çok askeri hedefe saldırı düzenlediğini açıkladı.
İsrail ordusu ayrıca, hastane saldırısının gerekçesi olarak, hastanenin arkasındaki mezarlıktan Hamas ve İslami Cihad militanlarının roket fırlattığını iddia etti. Ancak bu iddia, doğrulanmadı.
Gazze’deki durum giderek kötüleşirken, uluslararası toplumun bölgeye yönelik çabaları da devam ediyor. ABD Başkanı Joe Biden, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile görüşerek, Refah Sınır Kapısı’nın açılması ve Gazze’ye insani yardım taşıyan yaklaşık 20 TIR’ın geçişine izin verilmesi konusunda anlaştıklarını duyurdu.
Biden, insani yardım konusunda Hamas’a uyarılarda bulunarak, “Eğer yardım malzemelerine el koyarlarsa bunların sona ereceğini” söyledi.
GAZZE’YE KARA HAREKATI YAKIN: BİDEN’DAN İSRAİL’E TAM DESTEK
Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırıları devam ederken, ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Savaş Kabinesi toplantısına katılarak, İsrail’e kara harekatı yapması için yeşil ışık yaktı. İsrail ordusu da Gazze’ye girmek için hazırlıklarını tamamladığını duyurdu. Gazze’de ölü sayısı 4 bin 400’ü aştı.
İsrail Kanal 12 televizyonunda, Biden’ın katıldığı İsrail Savaş Kabinesi toplantısına ilişkin yeni ayrıntılar yayımlandı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da bulunduğu toplantıda, Biden’a Gazze’ye kara harekatı yapmaktan başka çarenin olmadığının iletildiği aktarıldı.
İsrail’in Gazze’deki Filistinli gruplara ezici bir zafer elde etmemesi durumunda Tel Aviv’in Orta Doğu’daki konumunun zarar göreceği aktarılan Biden’ın ise Kabine’ye, “ABD’nin Gazze’de İsrail’in herhangi bir kara harekatına destek olacağı” sözünü verdiği vurgulandı.
Savaş Kabinesi üyelerinin Biden’a mutlak zafer dışında Tel Aviv’in bölgedeki stratejik önemini kaybetmesinin yanı sıra Hamas’ın sürpriz saldırısı öncesinde çok tartışılan; “Suudi Arabistan ile normalleşme” konusunda stratejik hamleler yapma yetisini de yitireceği ifade edildi.
Toplantıya İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Ultra Ortodoks Yahudi Şas Partisi lideri Arya Deri, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi ve eski Savunma Bakanı Benny Gantz katıldı.
İsrail resmi devlet televizyonu KAN, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne kara operasyonu yapmak için hazırlıklarını tamamladığını duyurdu.
KAN’ın haberinde, Gazze sınırı bölgesinde üç günden bu yana İsrail ordusu ile Filistinli gruplar arasında herhangi bir çatışma yaşanmadığı belirtildi.
Kuvvetlerin hareketi ve konumlandırılması da dahil olmak üzere tüm gelişmelerin, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne girmek için hazırlıklarını tamamladığını gösterdiği ifade edilen haberde, Gazze’ye yapılacak kara harekâtının, savaşın “Yahudi yerleşim birimlerinin silahlı Filistinlilerden temizlenmesinden sonraki” ikinci aşaması olduğu aktarıldı.
İSRAİL SAVAŞ UÇAKLARI UNRWA’YA AİT BİR OKULU VURDU
Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın haberine göre İsrail, Gazze’nin güney kesimindeki Han Yunus Mülteci Kampı’nda Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) ait okullardan birini vurdu.
Evlerini terk etmek zorunda kalanların sığındığı UNRWA okuluna yönelik saldırıda ölenler ve yaralananlar oldu.
Yine İsrail savaş uçakları, Han Yunus’taki Havuz bölgesinde evlerini terk edenlerin sığındığı Ahmed Abdulaziz Okulu yakınındaki bir evi de hedef aldı. Hava saldırıları sonucu ölenlerin ve yaralananların olduğu belirtildi.
WAFA’nın bir başka haberinde ise Han Yunus’un güneyinde bulunan el-Bekri ailesinin evinin hedef alındığı İsrail hava saldırısı sonucu, aralarında 7’si çocuk olmak üzere en az 9 kişinin hayatını kaybettiği kaydedildi. Ağır bombardıman sonucu yıkılan evin enkazında henüz insanların bulunduğu ifade edildi.
TOPLAM ÖLÜ SAYISI 4 BİN 400’ü AŞTI
Filistin-İsrail çatışması her iki taraftan da 4 bin 400’den fazla kişinin hayatına mal oldu.
Filistin Sağlık Bakanlığı, çatışmalarda toplam 4 bin 400 Filistinlinin öldüğünü ve 13 bin 750’den fazla kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail tarafındaki ölü sayısının ise bin 400’ün üzerine çıktığı ve 4 bin 229 kişinin de yaralandığını belirtildi.
İsrail Başbakanı Netanyahu ve muhalefetteki Benny Gantz, abluka altındaki Gazze Şeridi çevresinde 7 Ekim’de başlayan saldırılardan 4 gün sonra “Acil Durum Hükümeti” ve buna bağlı daraltılmış bir Savaş Kabinesi kurulması için anlaşmıştı.
YAŞANANLAR İNSANLIK DIŞI
İsrail-Filistin çatışması, sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir meseledir. Bu meselede adaletin sağlanması, insan haklarının korunması ve barışın tesisi için herkesin sorumluluk alması gerekir. Gazze’de yaşanan insanlık dramının son bulması için insani ateşkesin sağlanması ve kalıcı istikrarın kurulması için çalışılmalıdır. Gazze’deki soykırımın faillerinin hesap vermesi ve Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin desteklenmesi de önemlidir.
İsrail ile Filistin arasında 7 Ekim’de başlayan gerilim, Gazze Şeridi’nde ve Batı Şeria’da devam ediyor. İsrail ordusu, Gazze’ye hava ve kara saldırıları düzenlerken, Filistinli gruplar da İsrail’e roket atışlarıyla karşılık veriyor. Bu çatışmalarda 4 bini aşkın kişi yaşamını yitirdi. On binlerce de kişi yaralandı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, uluslararası toplumun tepkisini çekiyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, taraflara ateşkes çağrısında bulundu ancak bu çağrı İsrail tarafından dikkate alınmadı. Bazı ülkeler ve sivil toplum kuruluşları, İsrail’in savaş suçu işlediğini ve insan haklarını ihlal ettiğini söylüyor. Gazze halkına insani yardım ulaştırılması için çeşitli girişimler yapılıyor.
İsrail ile Filistin arasındaki çatışma, 7 Ekim’de İsrail’in Doğu Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesiyle başladı. Filistinliler, İsrail’in kutsal mabede yönelik saldırısına tepki gösterdi. Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı bir saldırı başlattı. Gazze’den İsrail’e binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirdi. İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlattı.
Bu çatışmaların sonucunda Gazze Şeridi’nde büyük bir yıkım yaşandı. Hastaneler, okullar, camiler ve evler bombalandı. Elektrik, su, gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçlar karşılanamadı. Gazze halkı, yaşam mücadelesi verirken, dünya sessiz kaldı.
İsrail-Filistin çatışması, Ortadoğu’nun en eski ve en kanlı sorunlarından biridir. İki taraf arasında barışçıl bir çözüm bulunması için pek çok girişim yapılmış ancak başarılı olunamamıştır. Bu sorunun kökeninde ise toprak meselesi yatmaktadır. Filistinliler, tarihi vatanları olan Filistin topraklarında bağımsız bir devlet kurmak istemektedir. İsrail ise bu toprakları işgal etmekte ve Filistinlilerin haklarını ihlal etmektedir. Bu durum, Filistinlilerin direnişine ve İsrail’in saldırganlığına neden olmaktadır.
İsrail-Filistin çatışmasının sona ermesi için, uluslararası toplumun daha aktif bir rol oynaması gerekmektedir. İsrail’in işgaline ve saldırılarına son verilmesi, Filistinlilerin haklarının tanınması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için baskı yapılmalıdır. Gazze halkının acısına ortak olmak için daha fazla çaba sarf edilmelidir. Gazze’ye insani yardım ulaştırılması için gerekli adımlar atılmalıdır. Filistin halkının haklı davasına destek verilmelidir. Gazze’de yaşanan katliam, insanlık vicdanını yaralamaktadır. Bu vicdan yarasını sarmak için hepimiz sorumluyuz.
