DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0%
BITCOIN
3.844.461,27 0,04%

İsrail, Batı Şeria mülteci kamplarındaki yıkımı sürdürüyor; altyapı ve konutlar ağır zarar gördü

Cenin, Tulkerim ve Nur Şems kamplarında yaklaşık 200 gündür süren operasyonlarda altyapı ve konutlar ağır zarar gördü; on binler yerinden edildi.

Yayın Tarihi: 15.08.2025 20:27
Güncelleme Tarihi: 15.08.2025 20:27

İsrail, Batı Şeria mülteci kamplarındaki yıkımı sürdürüyor; altyapı ve konutlar ağır zarar gördü

İsrail, Batı Şeria mülteci kamplarındaki yıkımı sürdürüyor; altyapı ve konutlar ağır zarar gördü

KAYS EBU SEMRA - İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin, Tulkerim ve Nur Şems mülteci kampları, İsrail ordusunun yaklaşık 200 gündür devam eden saldırı ve yıkımları sonucu hayalet kasabalara dönüştü. Altyapı büyük ölçüde tahrip edildi ve Filistinliler evlerinden zorla göç ettirildi.

Yerel komite başkanlarının değerlendirmeleri

Tulkerim Mülteci Kampı Halk Komitesi Başkanı Faysal Selame, İsrail'in ocak ayından beri sürdürdüğü saldırılarla kampın yapısını değiştirdiğini belirtti. Selame, "Asıl hedef, kampları savunan direnişçi gençleri tasfiye etmek değil vatandaşları tehcir ettirmek." diyen Selame, "İsrail mülteci kamplarını tamamen yıktı. Artık bu yerlerde yaşamak zor, geriye dönmek ise çok daha zor. Bu kampların yeniden imarı yıllar sürer. İsrail, kampların yapısını değiştirmeyi başardı ama tarihi değiştiremeyecek. Mülteci kampları, dönüş hakkını temsil ediyor." şeklinde konuştu.

Selame, İsrail ordusunun kamplardaki varlığının hiçbir gerekçesinin olmadığını ancak ordunun, çeşitli bahaneler üreterek, planlarını uygulamaya devam ettiğini dile getirdi. Tulkerim ve Nur Şems kamplarında yaklaşık 2 bin konutun yıkıldığını; ayrıca binlerce evin hasar gördüğünü, kısmen yıkıldığını veya yakıldığını, 25 bin Filistinlinin göç ettiğini aktardı. "Bugün kamplar, tamamen altyapısız. İletişim, elektrik, su, sanitasyon ve yollar dahil olmak üzere tamamen yeni bir altyapıya ihtiyaç var." dedi.

Kamplarda yeni bir "oldubitti" dayatılıyor

Nur Şems Mülteci Kampı Halk Komitesi Başkanı Nihad eş-Şaviş ise İsrail'in kampı tam anlamıyla yok ettiğini söyledi. Şaviş, "Saldırıların devam etmesinin amacı, kampı yaşanamaz bir yere çevirmek ve insanları alternatif arayışlara itmek. Yerinden edilenler temel ihtiyaçlardan yoksun ve zor koşullarda yaşıyor, silah zoruyla evlerini terk etmeye zorlanıyor. Durum giderek kötüleşiyor ve İsrail, kamptaki tüm canlıları kasıtlı olarak yok ediyor." ifadelerini kullandı.

Şaviş, İsrail'in söz konusu saldırılarının "güvenlikle" hiçbir alakasının olmadığını, bilakis Filistin meselesini tasfiye etmeyi, kamplarda yeni bir oldubitti dayatmayı ve İsrail'in şartlarını kabul ettirmeyi amaçlayan siyasi bir proje olduğunu dile getirdi. Filistinlilerin, "hakları" üzerine pazarlık yapmayacağını vurguladı. Ayrıca İsrail'in kamplardaki yıkılmış evlerin yeniden inşasına izin vermediğini aktardı; Nur Şems Kampı'ndaki tüm evlerin tamamen veya kısmen yıkıldığını, yakıldığını veya tahrip edildiğini belirtti.

Operasyonların zamanlaması ve kapsamı

İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor. Gazze'de varılan ateşkesin 19 Ocak'ta yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin kenti ve mülteci kampına "Demir Duvar" adını verdiği bir saldırı başlattı. Saldırılar birkaç gün içinde Tulkerim ve Tubas ile buralardaki mülteci kamplarını kapsayacak şekilde genişletildi.

İsrail saldırıları sebebiyle Tulkerim ve Nur Şems kamplarından 5 binden fazla aile yerinden edildi; bölgedeki 400 bina tamamen yıkılırken, 2 bin 573 bina ise kısmi yıkıma maruz kaldı. Kampların girişini bariyerlerle kapatmaya devam eden İsrail ordusu, bu iki kampı "hayattan mahrum alana" dönüştürüyor.

İsrail yetkililerinin açıklamaları

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, 10 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin, en azından yıl sonuna kadar Batı Şeria'daki mülteci kamplarında kalacağını söylemişti. Katz, söz konusu kampların "terör yuvaları olduğunu ve İsrail'e karşı yeni cephe olması için İran tarafından finanse edildiğini ve silahlandırıldığını" iddia etmişti.

Yerel komite başkanlarının ifadeleri, kamp sakinlerinin geri dönüş hakkının sembolü olan bu alanlarda altyapı ve barınma gereksinimlerinin acil olduğunu ve yeniden inşa sürecinin uzun yıllar alacağını ortaya koyuyor. Bölgedeki yıkım ve zorunlu göç, kampların hem fiziksel yapısını hem de toplumsal dokusunu derinden etkiliyor.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı