DOLAR
42,81 -0,18%
EURO
50,17 0,04%
ALTIN
5.953,64 0,08%
BITCOIN
3.762.191,17 -3,63%

İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü: Sorun Daha Derin

İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü'nde, sorunun kökleri ve etkili mücadele stratejileri ele alındı.

Yayın Tarihi: 15.03.2025 12:03
Güncelleme Tarihi: 15.03.2025 12:03

İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü: Sorun Daha Derin

15 Mart, İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü olarak kutlanıyor. Leeds Üniversitesi'nde akademisyen Salman Sayyid, bu önemli gün vesilesiyle yazdığı analizde İslamofobi eğilimlerinin artışını değerlendiriyor. Sayyid, ABD Başkanı Donald Trump'ın yeniden başkanlığa seçilmesinin, İslamofobinin artmasına neden olan bir durum değil, aksine bu sorunun bir yansıması olduğunu belirtiyor.

Son yıllarda kamuoyu üzerinde etkili olan kişilerin, medya ve politikacıların İslamofobinin yayılmasına katkıda bulunduğunu vurgulayan Sayyid, aşırı sağcı fikirlerin ana akım siyasete girmesiyle bu durumun normalleştiğini ifade ediyor. Britanya'da Müslüman mültecilere yönelik yaşanan şiddet olayları, bu sorunun toplumsal etkilerini gözler önüne seriyor. Asılsız bir söylentinin neden olduğu şiddet olayları, İslamofobinin ne denli derinlemesine işlendiğini gösteriyor.

İslamofobiye karşı verilen mücadelede, yalnızca bireylerin ya da organizasyonların değil, medya ve eğitim kurumlarının da sorumluluğu olduğunu belirtiyor. Sayyid, bu sistemik sorunun çeşitli yansımalarını, işgal altındaki Filistin ve Hindistan'daki durumlardan örnekler vererek açıklıyor. Sadece aşırı sağın değil, sol ve merkez partilerin de bu durumu körüklediği ortaya çıkıyor.

Sayyid, Trump'ın ikinci döneminin, aşırı sağın yükselişinin kalıcı bir hale geldiğini gösterdiğini savunuyor. Bununla birlikte, İslamofobinin, dünya genelindeki etnik milliyetçileri birbirine bağlayan bir unsur haline geldiğini, böylelikle soykırımı meşrulaştıran bir araç olarak işlev gördüğünü belirtiyor.

İslamofobiye karşı mücadelede, yanlış algıların ve yaygın ön yargıların önüne geçmek için kamuoyu eğitimi ve bilinçlendirme kampanyalarına ihtiyaç olduğunu ifade eden Sayyid, bunun bir devlet projesi olarak algılanmasının önemini vurguluyor. Hükümetlerin, bu durumu teşvik eden politikalar yerine, mücadele eden bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini dile getiriyor.

Koordineli bir yaklaşım ve uluslararası bir İslamofobi karşıtı ittifakın kurulması gerektiğinin altını çizen Sayyid, bu tür bir ittifakın çeşitli aktörleri bir araya getirerek ortak bir cephe oluşturabileceğini belirtiyor. İslamofobi ile mücadelede herkesin sorumluluğunun olduğu ve bu sorunla başa çıkmak için geniş çaplı bir iş birliğine ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor.

Sonuç olarak, güçlü bir kolektif iradeyle İslamofobinin kökleşmiş yapılarının sarsılabileceğine ve adaletin sağlanabileceğine inanılıyor.

Makalelerdeki fikirler, yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı