İran'ın, İsrail'in Dimona kenti yakınlarındaki nükleer araştırma merkezine yönelik olası bir saldırı gerçekleştirebileceği iddiaları, 1986 yılında Mordehay Vanunu adlı İsrail nükleer teknisyeninin, bu tesisin kapsamlı nükleer silah programını ifşa etmesini akıllara getirdi.
İsrail, 13 Haziran'da başlayıp ABD'nin de katıldığı saldırılarda İran'ın çeşitli şehirlerindeki nükleer tesisleri hedef aldı. Saldırılarda, İran'ın nükleer silah üretmesini engelleme amacı vurgulandı; ancak İsrail'in nükleer silahlara sahip olup olmadığı konusunda resmi bir doğrulama veya yalanlama yapılmadı. Bununla birlikte, ülke nükleer silahlara sahip dokuz devletten biri olarak kabul ediliyor.
İsrail ayrıca, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) tarafı olmayarak, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) denetimlerinden muaf tutulması nedeniyle de eleştiriliyor. İranlı bir üst düzey yetkili, Katar merkezli Al Jazeera televizyonuna yaptığı açıklamada, savaşın yeni bir boyut kazanması halinde Dimona nükleer reaktörünü hedef alabileceklerini belirtti. Bu açıklama, gözlerin Dimona tesisine çevrilmesine neden oldu.
İran, Dimona'daki tesisin kuş bakışı görüntülerini yayınlayarak, olası bir misillemenin sinyallerini verdi. Bu misilleme ihtimali, Vanunu'nun 1986'da ifşa ettiği nükleer silah programının detaylarını yeniden gündeme getirdi.
Mordehay Vanunu’nun Dimona'daki Rolü
Vanunu, 1976 yılında Dimona nükleer araştırma merkezinde çalışmaya başladı. 1979 yılında Ben-Gurion Üniversitesi'nde felsefe ve coğrafya eğitimi alarak, Filistinlilere eşit haklar verilmesini savundu. 1985'te işten çıkarılmasının ardından, Londra'da Sunday Times gazetesine verdiği bilgilerle, İsrail’in nükleer kapasitesini gözler önüne serdi.
5 Ekim 1986'da yayımlanan haber, İsrail'in nükleer silahlarının kapasitesinin, daha önce düşünüldüğünden büyük olduğunu, yılda 10 nükleer bomba üretebileceğini ortaya koydu. Vanunu, bu haberin hemen ardından bir kayıptan sonra İtalya'nın Roma kentine gitmeye çalışırken, Mossad tarafından yakalanarak İsrail'e geri götürüldü.
Hapis Hayatı ve Sonrası
Mart 1988'de casusluk ve vatana ihanet suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Vanunu, hapis hayatının büyük bir kısmını tek kişilik hücrede geçirdi. Uluslararası kamuoyunda hapis koşulları büyük tepki topladı.
2004 yılında şartlı tahliye edilen Vanunu, şu an 70 yaşında ve sıkı kısıtlamalar altında yaşıyor. Pasaportu elinden alınmış olan Vanunu, ülkesinden çıkış yapması yasaklanmış ve belirlenen bir bölgede ikamet etmek zorunda bırakılmıştır. Yabancılarla iletişim kurmasına ve elçilik binalarına yaklaşmasına izin verilmemiştir. 2010 yılında tahliye şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle dört ay daha hapsedilmiştir.