IPC, Gazze kentinde kıtlığı makul kanıtlarla doğruladı
BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) tarafından yayımlanan raporda, 15 Ağustos 2025 itibarıyla Gazze kentinde kıtlığın (IPC seviye 5) makul kanıtlarla doğrulandığı bildirildi. Raporda, 22 ayı bulan çatışmaların ardından Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla kişinin felaket koşullarıyla karşı karşıya olduğu vurgulandı.
Raporun ana bulguları
IPC raporuna göre, Gazze Şeridi genelinde şu durumlar tespit edildi:
- Gazze kentinde kıtlık (IPC seviye 5) makul kanıtlarla doğrulandı.
- Yaklaşık 1 milyon kişi IPC'ye göre 4. seviye (acil durum) koşullarında, 396 bin kişi ise 3. seviye (kriz) koşullarında açlık yaşamakta.
Rapor, Ağustos ortası ile Eylül sonu arasında koşulların daha da kötüleşebileceğini ve kıtlığın Deyr Belah ve Han Yunus başta olmak üzere diğer bölgelere yayılmasının beklendiğini belirtiyor.
İnsan maliyeti ve öngörüler
IPC, önümüzdeki döneme ilişkin öngörülerde nüfusun yaklaşık üçte birine tekabül eden 641 bin kişinin IPC 5. seviyesindeki açlıkla karşılaşmasının beklendiğini; 4. seviyede açlık çekenlerin sayısının 1,14 milyona yükselmesinin muhtemel olduğunu bildiriyor. Raporda ayrıca akut yetersiz beslenmenin hızla kötüleşmeye devam edeceği uyarısı yer aldı.
Sağlık tehlikesine ilişkin öngörülerde, Haziran 2026'ya kadar 5 yaş altı en az 132 bin çocuğun akut yetersiz beslenmeden muzdarip olmasının beklendiği; bu rakamın Mayıs 2025 tahminlerinin iki katı olduğu, ayrıca 41 binden fazla ağır vaka ve yaklaşık 55 bin 500 hamile ve emziren kadının acil beslenme müdahalesine ihtiyaç duyacağı kaydedildi.
Veriler sınırlı olmasına rağmen, Gazze kentinin kuzeyindeki koşulların merkezdekiler kadar şiddetli veya daha kötü olduğunun tahmin edildiği de raporda yer aldı.
BM ve İnsan Hakları yetkililerinin tepkisi
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, yazılı açıklamasında IPC tarafından ilan edilen kıtlığın "İsrail hükümetinin aldığı önlemlerin doğrudan sonucu" olduğunu belirtti. Türk, açıklamasında şunları vurguladı:
"Hükümet, Gazze Şeridi'ndeki sivil halkın hayatta kalması için gerekli olan insani yardım ve diğer malların girişini ve dağıtımını hukuka aykırı bir şekilde kısıtladı."
Türk ayrıca İsrail ordusunun kritik sivil altyapıyı ve tarım arazilerini tahrip ettiğini, balıkçılığın yasaklandığını ve halkın zorla yerinden edildiğini belirterek, "Açlığı bir savaş yöntemi olarak kullanmak bir savaş suçudur ve bunun sonucunda ortaya çıkan ölümler aynı zamanda kasten öldürme savaş suçu da olabilir" değerlendirmesinde bulundu. Türk, İsrail yetkililerine Gazze kentindeki kıtlığı sona erdirmek ve daha fazla can kaybını önlemek için derhal adım atma çağrısında bulundu.
İsrail'in yanıtı
İsrail Dışişleri Bakanlığı, IPC raporunu reddetti ve raporun "asılsız suçlamalar yönelttiğini" savunarak "Gazze'de kıtlık yok" ifadesini kullandı. Bakanlık açıklamasında, IPC'nin bulgularını kabul etmediklerini belirtti.
Raporun bölgesel önemi
IPC raporu, Gazze kentinde gerçekleşen kıtlığın kuruluşundan bu yana, 2004 yılında kurulan IPC için Orta Doğu'da kaydedilen ilk resmi kıtlık vakası olarak rapora yansıtıldı.
Raporun bulguları, insani yardım planlaması, uluslararası tepkiler ve hukuki değerlendirmeler açısından bölgedeki durumu yeniden gündeme taşıyor. IPC verileri, sahadaki sınırlı bilgiye rağmen açık ve ciddi bir insani krize işaret ediyor.