TCMB'nin İkinci Çeyrek Analizi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ikinci çeyrek milli gelir verilerine yönelik önemli bir analiz yayımladı. Analiz, “İkinci Çeyrek Milli Gelir Verileri İktisadi Faaliyetin Ana Eğilimi Hakkında Ne Söylüyor?” başlığı altında TCMB’nin blog sayfasında yer aldı.
Köprü Günlerinin Etkisi
Bildiride, ikinci çeyrekte, iki bayram tatilinin hafta sonu ile birleşmesi sonucu oluşan köprü günlerinin sanayi üretimine olan aşağı yönlü etkisinin %0,8 ila %2,3 oranında olduğu belirtildi. Analiz, TCMB ekonomistleri Abdullah Kazdal ve Ece Taşan tarafından hazırlandı.
Büyüme Kompozisyonu
Analizde, büyümenin kompozisyonunun sürdürülebilirlik ve dezenflasyon açısından önemi vurgulandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, sabit fiyatlarla milli gelir, bir önceki çeyreğe göre %0,1, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %2,5 artış kaydetti. İlk çeyrek verileri ise sırasıyla %1,4 ve %5,3 olarak düzeltildi.
İç Talep ve Büyüme
İlk çeyreğin büyümesine en yüksek katkının nihai yurt içi talepten geldiğine dikkat çekildi. Nihai yurt içi talepteki yavaşlama, parasal sıkılaştırmanın etkisi ile ortaya çıktı. Bu dönemde, yurt içi talebin büyümeye katkısı 1,2 puana gerileyerek dış dengedeki olumlu görünümle net ihracatın büyümeye pozitif katkı vermesine yol açtı.
Hizmetler Sektörü Dominasyonu
Analizde, ikinci çeyrekte de büyümenin temel belirleyicisinin hizmetler sektörü olduğu tespit edildi. Yıllık bazda %3,1 büyüyen hizmetler sektörü, büyüme katkısını azalttı. Ancak sanayi katma değeri yıllık büyümeye negatif katkı vererek %0,4 puan aşağı yönlü etki yarattı.
Köprü Günlerinin Sanayi Üzerindeki Oynaklığı
Bildiride, köprü günlerinin sanayi üretimindeki dalgalanma yarattığı ve bunun sanayi üretiminin çeyreklik değişimi üzerindeki etkisinin yeniden hesaplandığı belirtildi. Analiz, köprü günlerinin sanayi üretimini aylık bazda %1,3 civarında düşürdüğünü ortaya koydu.
Gelecek Beklentileri
Özetle, 2024 yılının ilk yarısındaki milli gelir verileri, ilk çeyrekte öne çekilen talep ve ikinci çeyrek köprü günlerinin etkilerini göz önünde bulundurarak, iktisadi faaliyetin ana eğiliminde ılımlı bir zayıflama yaşandığını gösteriyor. 3. çeyrek öncü göstergeleri ise yurt içi talebin yavaşlamaya devam ettiğini işaret etmekte.