İİT, E1 Projesinin Onaylanmasına "şiddetle" tepki gösterdi
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), İsrail’in işgali altındaki Doğu Kudüs’te Filistinlilerden gasbedilen yerleşimleri genişletecek ve Batı Şeria’nın kuzeyini güneyinden ayırmayı hedefleyen "E1" projesinin onaylanmasını şiddetle kınadı.
İİT’nin yazılı açıklamasında, İsrail’in işgal ve sömürgeci yerleşim faaliyetlerinin uluslararası hukuk, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Adalet Divanı kararları açısından yasa dışı olduğu vurgulandı ve bu uygulamaların derhal sona erdirilmesi gerektiği kaydedildi.
Açıklamanın temel vurguları
Açıklamada, İsrail’in saldırı, yerleşim, yıkım, zorla yerinden etme ve ablukaya dayalı politikalarının sistematik suçlar oluşturduğu ve Filistin halkının haklarını ihlal ettiği belirtildi. İİT, söz konusu adımın iki devletli çözüm ihtimalini zayıflattığını ve ilhak planlarıyla işgal altındaki Filistin topraklarında sözde İsrail egemenliğini dayatma girişimlerini güçlendirdiğini ifade etti.
İİT ayrıca uluslararası topluma, "İsrail’in işgal gücü olarak işlediği bu suçlara son verilmesi, sorumluların hesap vermesi ve uluslararası hukuk ile meşru uluslararası kararlar çerçevesinde yaptırım uygulanması" çağrısında bulundu.
Smotrich ve planın takvimi
İsrail Kabinesi üyesi ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, 13 Ağustos tarihinde E1 projesini onaylamayı planladığını duyurmuş, projenin amacı olarak ise "Filistin devleti fikrini ortadan kaldırmak" ifadesi ileri sürülmüştü.
İsrail Sivil İdare Birimi Yüksek Planlama Kurulu ise 20 Ağustos'ta E1 projesi kapsamında 3 bin 401 yasa dışı konut inşasına nihai onay vermek üzere toplanacak.
İİT bildiriminin gazetecilik ve politika boyutu
İİT açıklaması, uluslararası hukuka dayanan bir çerçeveden hareketle kararların uygulanması ve sorumluların hesap vermesi talebini yineliyor. Kuruluşun vurgusu, E1 gibi projelerin yerel dengeleri değiştirme potansiyeli taşıdığı ve barış müzakereleri ile iki devletli çözüm perspektifini zayıflatabileceği yönünde. Bu bağlamda açıklama, uluslararası aktörlere harekete geçme çağrısı niteliği taşıyor.
Gelişmeler, hem sahada yapılacak inşaat planlarının somut etkileri hem de diplomatik alanda yaratacağı sonuçlar açısından izlenmeye devam edecek.