IEA'nın "Yenilenebilir 2025" raporu: Güneş enerjisi büyümeyi taşıyacak
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan ve yenilenebilir enerjideki küresel eğilimleri ortaya koyan "Yenilenebilir 2025" raporu, 2025-2030 döneminde dünyada yenilenebilir enerji kapasitesinde güçlü bir artış beklendiğini ortaya koyuyor. Raporda, bu dönemdeki büyümenin öncülüğünü güneş enerjisinin yapacağı vurgulanıyor.
Küresel kurulum verileri ve kısa dönem beklentileri
Rapora göre, 2024'te dünya genelinde yenilenebilir enerji kurulumları yıllık bazda %22 artışla 685 gigavat olarak gerçekleşti ve rekor seviyeye ulaştı. IEA, 2025 yılında eklenen yenilenebilir kapasitenin 750 gigavat ile yeni bir rekora ulaşacağını tahmin ediyor; bunun %80'inin güneş enerjisi ve %18'inin rüzgar enerjisi olması bekleniyor. Ayrıca bu yıl eklenecek kapasitenin 465 gigavat'ının Çin'de devreye gireceği öngörülüyor.
2025-2030 projeksiyonu: Hızlı ve odaklı bir büyüme
IEA, 2025-2030 döneminde yenilenebilir enerjiye 4 bin 600 gigavat ilave kapasite ekleneceğini öngörüyor. Bu büyüme, 2019-2024 dönemindeki artışın iki katından fazla olup, Çin, Avrupa Birliği ve Japonya'nın elektrik üretim kapasitesinin neredeyse toplamına eşdeğer bir büyüklük ifade ediyor.
Güneş, rüzgar ve diğer kaynakların rolü
Gelecek beş yılda beklenen kapasite artışının %80'inin güneş enerjisinden sağlanacağı belirtiliyor. Raporda maliyet düşüşleri ve izin süreçlerinin hızlanmasının güneş enerjisindeki yüksek artışta belirleyici olduğu vurgulanıyor. Rüzgar ve hidroelektrik ise güneşi takip ederken, jeotermal kurulumlarının da rekor seviyeye ulaşması öngörülüyor; jeotermaldeki büyümenin Türkiye, ABD, Japonya, Endonezya ve Filipinler başta olmak üzere birçok ülkeden kaynaklanacağı ifade ediliyor.
Bölgesel görünüm ve pazarlar
IEA raporu, ABD ve Çin'deki politika değişiklikleri nedeniyle 2030'a yönelik küresel kapasite artışı beklentisinin Ekim 2024 öngörüsüne göre %5 azaldığını aktarıyor. Özellikle ABD'ye yönelik büyüme tahmini, hükümet teşviklerinin erken sonlandırılmasına ilişkin düzenleme değişiklikleri nedeniyle %50 oranında aşağı yönlü revize edildi. Buna karşın Hindistan, Avrupa ve birçok gelişmekte olan ekonomideki büyümenin bu zayıflamayı dengeleyeceği öngörülüyor; Hindistan'ın 2025-2030 dönemindeki güçlü kapasite artışıyla Çin'den sonra en büyük ikinci yenilenebilir enerji pazarı olma yolunda ilerleyeceği belirtiliyor.
Avrupa ve öne çıkan ülkeler
Raporda, Avrupa'da ülkeler arası politika uygulamaları ve piyasa ilerlemelerinin daha hızlı kurulumlara zemin hazırladığı, bölgenin yenilenebilir kapasitesinin 2025-2030 döneminde %67 artışla 1.612 gigavata ulaşmasının beklendiği aktarılıyor. Bu artışın %75'inin Almanya, İngiltere, İspanya, Türkiye, İtalya, Fransa, Polonya ve Hollanda olmak üzere sekiz ülkeden sağlanmasının öngörüldüğü; bu ülkelerde büyümenin itici gücü olarak güneş enerjisinin öne çıktığı vurgulanıyor.
COP28 taahhüdüyle karşılaştırma
IEA'ya göre, 2030'a kadar beklenen hızlı kapasite artışına rağmen bu büyüme, COP28'de açıklanan "küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 2030'a kadar üç katına çıkarma" taahhüdü için gereken seviyenin altında kalıyor; rapor, 2023'e göre söz konusu kapasitenin 2022'deki seviyeye kıyasla 2,6 kat artışa karşılık geldiğini belirtiyor.
Tedarik zinciri ve şebeke entegrasyonu uyarısı
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, güneş enerjisinin öncülüğünde yaşanacak kapasite artışının rüzgar, hidroelektrik, biyoenerji ve jeotermalin katkılarıyla devam edeceğini söyledi. Birol, güneş kapasitesinin Suudi Arabistan, Pakistan ve bazı diğer Güneydoğu Asya ekonomilerinde yükseleceğine dikkat çekerek, "Yenilenebilir enerji kaynaklarının birçok ülkenin elektrik sistemlerindeki rolü arttıkça, politika yapıcıların tedarik zincirlerinin güvenliği ve şebeke entegrasyonuna yönelik zorluklara dikkat göstermesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Sonuç olarak, IEA raporu 2025-2030 döneminde yenilenebilir enerjide belirgin bir ivmelenme beklerken, bu büyümenin merkezinde güneş enerjisi yer alıyor; aynı zamanda politika belirsizlikleri, tedarik zinciri ve şebeke entegrasyonu gibi engeller de dikkatle ele alınması gereken alanlar olarak öne çıkıyor.