Kısırlığın (infertilite) son yıllarda artarak küresel bir sorun haline gelmesinde gıda, solunum veya cilt yoluyla vücuda giren "hormon bozucuların" etkileri öne çıkıyor. Endokrinolog Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, hormon ilaçlarının yanlış kullanımı ve gıdalardaki hormon bozucuların insan sağlığı üzerindeki tehditlerine dikkat çekiyor.
Büyükgebiz, hormonel sorunların yalnızca ilaçlarla sınırlı olmadığını ve bilinçsiz gıda tüketiminin de hormonal dengeyi bozabileceğini belirtti. Son 25 yılda, küresel ısınmayla birlikte bu maddelerin insan sağlığını tehdit eden önemli unsurlardan biri haline geldiğini ifade etti. Bu hormon bozucuların gıdalarla, solunum veya cilt temasıyla vücuda girebileceğini ve erkek üreme hormonu testosteronun yapısını etkileyerek östrojenik etki yapabildiğini vurguladı.
Büyükgebiz, Danimarka merkezli bir araştırmaya atıfta bulunarak, son 20 yılda tüp bebek doğumlarının artarken, erkeklerde semen sayısının azaldığını ve erkek kısırlığının arttığını bildirdi.
Ayrıca, "Çalınan Geleceğimiz/Our Stolen Future" adlı kitapta birçok gölde hayvanların ölü doğumları ve anomalilerin gözlemlendiğinin altını çizdi. Bu anomali ve kısırlık vakalarının artışı ile birlikte bazı kanser türlerinin de sıklıkla rapor edildiği gözlemlendi.
Kurşunlu benzin kullanılan ülkelerde yapılan bir araştırma, kurşunsuz benzin kullanan ülkelerle zeka seviyesinde 1-2 puanlık düşüş tespit etti. Bu da kurşunun beyne kalıcı hasar bırakmasıyla ilişkili olduğu belirtildi. Büyükgebiz, hormon bozucu kimyasalların da hava, su ve toprak yoluyla gıdalara karıştığını, bu tür gıdaların aşırı tüketiminin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekti.
Büyükgebiz, cinsel kimlik gelişiminin sadece ergenlik dönemiyle sınırlı olmadığını, 22-23 yaşına kadar devam ettiğini ifade etti. Cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan çocuklara hemen hormonal tedaviye başlanmasının doğru olmadığını vurguladı. Ergenlik döneminde yapılan hormonal müdahalelerin bireyin hem fiziksel hem de psikolojik gelişimini derinden etkileyebileceğini belirtti.
Büyükgebiz, aileleri aceleci kararlar almamaları konusunda uyararak, cinsel kimlik gelişiminin bireyin kendini keşfetme sürecinin bir parçası olduğunu ifade etti. Sağlık Bakanlığı'nın hormon ilaçlarının reçetesiz satışını yasaklamasının olumlu bir gelişme olduğunu ekledi.
Son olarak, aşıların kısırlığa yol açmasıyla ilgili iddiaların gerçek dışı olduğunu belirtti. Aşıların, bağışıklık sistemini güçlendirmek için geliştirilmiş bilimsel ürünler olduğunu ve kısırlığa yol açıcı bir etkisi olmadığını sözlerine ekledi. Aşı karşıtlığının ciddi bir sorun haline geldiğine dikkat çeken Büyükgebiz, bu düşüşün çocuk felci, tüberküloz ve kızamık gibi hastalıkların yeniden ortaya çıkma riskini artırdığını ifade etti.