Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp istifa etti
Koalisyon içi itirazlar İsrail'e yönelik ek yaptırımların uygulanmasını engelledi
Geçici koalisyon hükümetinde görev yapan Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) mensubu Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, kabinedeki diğer partilerin İsrail'e karşı daha fazla yaptırım uygulanmasına karşı çıkması nedeniyle istifa ettiğini açıkladı.
Bakan, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Kabine olarak zaten (İsrail'e karşı) bir dizi adım attık. Bundan dolayı Hollanda utanç duymamalı. Gazze şehrinde olanlar ve Batı Şeria'da yaşananlar sebebiyle daha fazla tedbir uygulanmaması konusunda kabinedekilerden baskı hissettim." ifadelerini kullandı. Veldkamp, gördüğü baskının görevini yapmasına imkan tanımadığını belirterek "Önümüzdeki aylarda ve yıllarda bu durumun değişeceğine güvenim yok. Şimdi eve gidiyorum ve istifa mektubu yazacağım." dedi.
Kamu yayıncısı NOS'un NSC kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Veldkamp'ın istifasının ardından hükümetteki NSC'li diğer bakanların da istifa kararı aldığı bildirildi. Geçici hükümette Veldkamp'ın yanı sıra 1 başbakan yardımcısı, 3 bakan ve 4 devlet bakanı NSC saflarında yer alıyordu.
Veldkamp daha önce Hollanda parlamentosunda düzenlenen görüşmelerde İsrail'e yönelik daha sert tedbirler ve yaptırımların gündeme geldiğini, ek tedbir ve yaptırımların gerekli olduğunu savunmuştu. Buna karşın koalisyon içindeki Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) ve Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi (BBB), Veldkamp'ın önerdiği ek tedbirlerin kendileriyle paylaşılmadığını ifade etmişti.
Bu gelişme, geçici hükümetin iç dengeleri ve koalisyonun istikrarı açısından belirleyici bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. NSC kanadından gelen toplu istifa kararı, kabine çalışmalarında boşluklara ve yetki tartışmalarına yol açabilir; hükümetin dış politika tercihlerine ilişkin görüş ayrılıklarının kamuoyunda daha fazla görünür hale gelmesi bekleniyor.
Sonuç olarak, Veldkamp'ın istifası, koalisyon ortakları arasındaki tutum farklılıklarının hükümet işleyişine doğrudan yansıdığını gösteriyor ve önümüzdeki günlerde siyasi aktörler arasındaki müzakerelerin yoğunlaşacağına işaret ediyor.
