Hamdullah Suphi Tanrıöver, Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci Milli Eğitim Bakanı olarak, İstiklal Marşı'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) milli marş olarak kabul edilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Tanrıöver, İstiklal Marşı'nı Meclis kürsüsünde ilk okuyan kişi olarak tarihe geçmiştir. 1966 yılında hayata veda eden yazarın geride bıraktığı eserler, Türk edebiyatının vazgeçilmez bir parçasıdır.
Tanrıöver, 1885 yılında İstanbul'un Aksaray semtinde doğmuştur. Abdurrahman Sami Paşa'nın torunu olan Tanrıöver, çocukluğunu büyükbabasının Çamlıca'daki köşkünde ve babasının Fatih'teki konağında geçirmiştir. İlk eğitimine Kısıklı, Altunizade ve Numune-i Terakki okullarında başlamıştır. Ortaokul ve lise eğitimini ise Galatasaray Mekteb-i Sultanisi'nde tamamlamıştır. Genç yaşta yazmaya başlayan Tanrıöver, kahramanlık temalı şiirler yazarak edebiyat dünyasında kendine yer edinmiştir.
Osmanlı Devleti’nin çeşitli kurumlarında görev alan Tanrıöver, 1908 yılında Ayasofya Rüşdiyesi'nde öğretmenlik yapmaya başlamış, 1913 yılında Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde ders vermiştir. 1913’te Edirne’nin kaybından sonra düzenlenen komisyon çalışmalarına katılan yazar, Türk derneklerinin kurucularından biri olmuştur.
Milli Mücadele döneminde, İstanbul'un işgali sonrasında Ankara’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’na katılan Tanrıöver, 1920'de TBMM'ye Antalya milletvekili olarak seçilmiş ve aynı yıl Maarif vekilliğine atanmıştır. İstiklal Marşı'nın TBMM’de resmi marş olarak kabulü için büyük çaba harcayan Tanrıöver, Mehmet Akif Ersoy'u ikna ederek marşı Meclis kürsüsünde dört kez okumuştur.
Hamdullah Suphi, Cumhuriyet sonrası yıllarda da etkili bir hitabet yeteneğiyle tanınmış, Türk Ocakları'nın yeniden faaliyete geçişine öncülük etmiştir. 1931-1943 yılları arasında Bükreş Büyükelçisi olarak görev alan Tanrıöver, vefatına kadar Türk kültür hayatında aktif bir rol üstlenmiştir.
Hamdullah Suphi Tanrıöver'in eserleri arasında 'Namık Kemal Bey Magosa'da', 'Dağ Yolu', 'Günebakan' ve 'Anadolu Milli Mücadelesi' gibi önemli yapıtlar bulunmaktadır. Edebiyatında milli kültürü öne çıkaran Tanrıöver, geleneksel hece ölçüsü ile yazdığı şiirleri ve mizahi anlatımlarıyla dikkat çekmiştir.
10 Haziran 1966'da İstanbul'da vefat eden Tanrıöver, Merkezefendi aile kabristanında defnedilmiştir. Eserleri ve hizmetleriyle Türk edebiyatı ve eğitimi üzerinde kalıcı bir etki bırakmıştır.
