Hamas, İsrail ile Gazze'de yapılan ateşkes ve esir takası anlaşmasına bağlı olduklarını duyurdu. Ancak, yapılan açıklamaya göre, Tel Aviv yönetiminin anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle her türlü gecikmenin sorumlusunun İsrail olduğu ifade edildi.
Açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın, yeniden inşa gerekçesiyle Filistin halkının Gazze'den sürülmesini önerdiği ifadeleri de kesin bir dille reddedildi. Trump'ın söylemleri, "Filistin davasını tasfiye etmek" amacı doğrultusunda ırkçı ve etnik temizleme çağrısı olarak nitelendirildi.
Hamas, Filistin halkını Gazze'den yerinden etme planlarının başarısız olacağını ve bu durumun Filistin, Arap ve İslam dünyasının birlikteliğiyle engelleneceğini belirtti. "Gazze'deki halkımız, bombardıman ve saldırılara karşı kararlı bir şekilde ayakta durmaktadır" ifadesine yer verildi.
Ayrıca, İsrail'in sürdüğü saldırıların, tasfiye ve yerinden etme planlarının da sonuçsuz kalacağına dikkat çekildi. Hamas, ateşkes anlaşmasına bağlı kaldıklarını tekrar vurgulayarak, "Sorumluluğunu yerine getirmeyen işgalci İsrail’dir" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Ürdün Kralı Abdullah ile yaptığı bir görüşmede, Gazze'nin ABD kontrolüne geçeceğini belirtmesinin ardından Kral Abdullah, Arap ülkelerinin ortak bir görüşme yapacaklarını ifade etti. Bu süreçte, beklenen sonuçlar için ön görüşmelerin yapılacağı kaydedildi.
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, 10 Şubat tarihinde yaptığı açıklamada, 15 Şubat’ta gerçekleşmesi beklenen esir takasının, İsrail'in anlaşmasına uymadığı gerekçesiyle askıya alındığını duyurdu. Askeri kanat, bu kararın, arabulucu ülkelere İsrail’e baskı yapma fırsatı vermek amacıyla alındığını belirtti.
Başbakan Netanyahu, Hamas'ın esirleri serbest bırakmaması durumunda açıkça tehditte bulunarak, "Ateşkes sona erecek ve İsrail şiddetli saldırılarına geri dönecek" dedi. Böylelikle durumun ciddiyeti bir kez daha gündeme gelmiş oldu.