Hamas, Arap ve İslam ülkelerine Mescid-i Aksa'ya sahip çıkma çağrısı yaptı
Açıklama: Artan baskınlar ve uluslararası çağrı
Hamas Siyasi Büro Üyesi Harun Nasreddin, yaptığı yazılı açıklamada son dönemde İsrail güçleri ve yerleşimci grupların Mescid-i Aksa üzerindeki baskınlarının "ciddi derecede arttığını" belirtti. Nasreddin, bu girişimlerin Kudüs ve kutsal mekanlara yönelik "tehlikeli bir saldırı" niteliği taşıdığını vurguladı.
Nasreddin, açıklamasında şunları kaydetti: "İşgalci İsrail'in Aksa'ya baskınlarını artırma yönündeki çağrıları, işgalin dini savaşının bir parçasıdır ve Aksa'nın konumunu hedef almaktadır." Bu ifadeyle Hamas, uygulamaları sadece güvenlik bağlamında değil, aynı zamanda sembolik ve dinsel bir boyutu olan eylemler olarak tanımladı.
Hamas, Arap ve İslam ülkelerine yönelik çağrısını net biçimde iletti: "Arap ve İslam ülkelerine, ilk kıblemiz ve üçüncü haremimiz olan Mescid-i Aksa'ya sahip çıkma sorumluluğunu üstlenmeleri ve Kudüs halkının direnişini her yolla desteklemeleri çağrısında bulunuyoruz."
Hareket, ayrıca İsrail'in Aksa'da yeni bir fiili durum yaratma çabalarının asla başarılı olamayacağını savunarak bu tür girişimlerin Kudüs'te mevcut durumu tehdit ettiğini ve "çok ciddi sonuçlar" doğurabileceği uyarısında bulundu.
Açıklamada ayrıca Kudüs, Batı Şeria ve 1948 işgali altındaki bölgelerdeki Filistinlilere yönelik çağrı yer aldı: "Mescid-i Aksa'yı sürekli ibadet, itikâf ve nöbetle koruma" çağrısı yapıldı.
Değerlendirme: Hamas'ın çağrısı, dinî ve siyasal hassasiyet taşıyan bir konuya odaklanarak bölgedeki gerilim dinamiklerini yeniden gündeme taşıyor. Yapılan uyarılar, tarafların algıladığı sembolik kaygıların ve olası sonuçların altını çiziyor; çağrının nasıl karşılanacağı ve uygulanacağı ilerleyen dönemde bölgedeki tansiyonu etkileyecektir.