DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0,01%
BITCOIN
3.845.063,58 0,23%

Güray Çelik: Gezegensel sınırların aşılması dünyayı çoklu organ yetmezliği senaryosuna sürüklüyor

Prof. Dr. Güray Çelik, 9 gezegensel sınırdan 7'sinin aşıldığını, okyanus asitlenmesinin de dahil olduğunu ve acil eylem çağrısı yapıldığını belirtti.

Yayın Tarihi: 05.10.2025 11:07
Güncelleme Tarihi: 05.10.2025 11:07

Güray Çelik: Gezegensel sınırların aşılması dünyayı çoklu organ yetmezliği senaryosuna sürüklüyor

Güray Çelik: Gezegensel sınırların aşılması dünyayı çoklu organ yetmezliği senaryosuna sürüklüyor

YEŞİM YÜKSEL - Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güray Çelik, gezegensel sınırların aşılmasının dünyayı geri döndürülemez değişimlere sürükleyebileceğini belirtti. Çelik, gezegen sağlığının izlenmesi ve acil müdahale gerekliliğine dikkat çekti.

Gezegensel sınırlar kavramı ve mevcut durum

Gezegensel sınırlar kavramı (Planetary Boundaries), ilk kez 2009'da Stockholm Resilience Centre araştırmacısı Johan Rockström öncülüğünde tanımlandı. Bu kavram, dünyayı insanlar için yaşanabilir kılan sınırları ifade ediyor ve iklim değişikliği, kimyasal maddeler, stratosferik ozon incelmesi, atmosferik aerosol yüklemesi, okyanus asitlenmesi, biyojeokimyasal akışlar, tatlı su değişikliği, arazi sistemlerindeki değişiklikler ve biyosfer bütünlüğü olmak üzere dokuz eşik içeriyor.

Potsdam İklim Etkisi Araştırmaları Enstitüsü (PIK) bağlı Gezegen Sınırları Bilim Laboratuvarı tarafından yayımlanan 2025 Gezegen Sağlığı Kontrolü raporuna göre bu dokuz sınırdan yedi tanesi aşıldı. Raporda okyanus asitlenmesinin ilk kez ihlal edildiği vurgulanıyor; bu durum, fosil yakıt kullanımı ve arazi kullanım değişiklikleriyle daha da kötüleşiyor ve okyanusların dengeleyici rolünü zorluyor.

Hangi sınırlar halen korunuyor?

PIK raporu doğrultusunda stratosferik ozon incelmesi ve atmosferik aerosol yüklemesi sınırları henüz aşılmış değil. Ancak Çelik, bu göstergilerde de hareketlenme olduğuna dikkat çekiyor ve izleme çalışmalarının sürdürülmesinin önemine işaret ediyor.

Gezegen sağlığına ilişkin metafor ve değerlendirme

Çelik, gezegeni bir insan ve gezegensel sınırları bir kan tahlilindeki değerler şeklinde metaforik olarak anlattı. Buna göre tahlil değerlerinin eşiklerin üzerine çıkması insan sağlığının bozulmasına sebep olduğu gibi, sınırların aşılması da gezegen sağlığını bozuyor. Çelik, insan etkinliklerinin karbon ve enerji döngüleri, okyanus akıntıları ve biyoçeşitlilik gibi yaşamı sürdüren süreçlere zarar verdiğini vurguladı.

Geri döndürülebilirlik, kısmen geri döndürülebilir ve geri döndürülemez süreçler

Çelik, gezegensel sınırların geri döndürülebilir, kısmen geri döndürülebilir ve geri döndürülemez olarak sınıflandırılabileceğini söyledi. Montreal Protokolü ile kloroflorokarbonların yasaklanmasının ozon tabakasında iyileşmeye yol açtığı örneğini vererek bunun geri döndürülebilir bir başarı olduğunu belirtti.

Aynı zamanda, atmosferdeki karbondioksit biriktikçe ve fosil yakıt tüketimi devam ettikçe alıcı yutakların harekete geçirilmesi gerektiğini; tatlı su sistemlerinin onarılmasının zor olduğunu ancak su kirliliğinin azaltılması ve geri kazanım önlemleriyle kısmen iyileştirilebileceğini aktardı. Toprak ve besin döngülerinin yeniden dengelenebileceğini ancak okyanuslara taşınmış fosforu geri almanın çok zor olduğunu kaydetti. Çelik, en kritik noktanın biyoçeşitlilik kaybının genellikle geri döndürülemez olduğuna dikkat çekti: ağaçların ve ekosistemlerin kaybı kritik eşiklerin altında kalmaya neden olabiliyor.

Olası riskler ve toplumsal etkiler

Gezegensel sınırların aşılmasının sonuçları arasında ekosistem çöküşleri, iklimsel risklerin artması, yağış düzenlerinin bozulması, su kıtlığı, yeni hastalıkların yayılması, ekonomik sıkıntılar, iklim göçleri, gıda güvenliğinin bozulması ve kaynak temelli çatışmalar sayılabilir. Çelik bu risklerin birbirine bağlı olduğunu ve iklim krizinin çarpan etkisiyle daha da şiddetlenebileceğini belirtti.

Önlemler ve uyarılar

Çelik, ozon tabakası izleme çalışmalarının sürdürülmesi gerektiğini vurguladı ve atmosferik aerosol yüklemesinin sınırı aşma potansiyeline karşı hava kirliliğinin azaltılmasının önemine dikkat çekti. Hava kirliliğini azaltmanın yolunu ise fosil yakıt kullanımını bırakmakta gördüğünü ifade etti.

Sonuç olarak Çelik, gezegensel sınırların aşılmasına karşı mücadeleden vazgeçilmemesi gerektiğini, bazı süreçlerin durdurulup yavaşlatılabileceğini ve bu çabaların toplumsal boyutu olduğunu belirtti. Çelik, çevresel önlemler alınmazsa bunun başka toplumsal krizlere, hatta çatışmalara dönüşebileceği uyarısını yineledi.

Özetle, Prof. Dr. Güray Çelik'e göre mevcut tablo kritik ve acil eylem gerektiriyor; gezegenimiz bir insan olsaydı, sınırların aşılması çoklu organ yetmezliğine işaret ederdi ve bu durumu önlemek için hem izleme hem de hızlı politika değişiklikleri gerekiyor.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı