Gözler, vücudumuzun en önemli organlarından biridir. Gözler, bize dünyayı gösterir, hayatımızı renklendirir, iletişimimizi sağlar. Ancak, gözler, pek çok hastalığa da maruz kalabilir. Göz hastalıkları, görme kaybından körlüğe, hatta ölüme kadar gidebilen ciddi sonuçlara yol açabilir. Peki, en tehlikeli göz hastalığı nedir? Gözden hangi hastalıklar teşhis edilir? Beyindeki hangi hastalık göze vurur? Görme bozukluğu hangi hastalığın belirtisi? Gözde sorun olduğu nasıl anlaşılır? Bu soruların cevaplarını merak ediyorsanız, işte detaylar...
EN TEHLİKELİ GÖZ HASTALIĞI NEDİR?
Glokom
Göz hastalıkları arasında en tehlikeli olanı, glokomdur. Glokom, göz içi basıncının artması sonucu, göz sinirinin hasar görmesi ve görme alanının daralması ile karakterize bir hastalıktır. Glokom, tedavi edilmediği takdirde, körlüğe kadar gidebilir. Glokom, genellikle ağrısız ve belirtisiz ilerlediği için, “sessiz hırsız” olarak da adlandırılır.
Bu nedenle, glokomun erken teşhisi hayati önem taşır. Glokomun risk faktörleri arasında, yaş, aile öyküsü, yüksek tansiyon, diyabet, miyopi, uzun süreli kortizon kullanımı, göz yaralanmaları ve enfeksiyonları sayılabilir. Glokomun teşhisi, göz muayenesi, göz içi basınç ölçümü, görme alanı testi, göz siniri görüntüleme gibi yöntemlerle yapılır. Glokomun tedavisi, göz damlası, ilaç, lazer veya cerrahi gibi seçeneklerden oluşur.
GÖZDEN HANGİ HASTALIKLAR TEŞHİS EDİLİR?
Göz, vücudumuzun diğer organlarıyla yakın bir ilişki içindedir. Bu nedenle, gözden, pek çok hastalık teşhis edilebilir. Göz muayenesi, hem göz sağlığını hem de genel sağlığı değerlendirmek için önemli bir araçtır. Gözden teşhis edilebilen hastalıklar şunlardır:
Diyabet
Diyabet, kan şekeri seviyesinin yükselmesi sonucu, vücudun çeşitli organlarında hasara neden olan bir hastalıktır. Diyabet, gözde de hasara neden olabilir. Diyabetik retinopati, diyabetin gözdeki en yaygın komplikasyonudur. Diyabetik retinopati, kan şekeri seviyesinin yükselmesi sonucu, retina damarlarının hasar görmesi ve kanama, ödem, tıkanma veya yeni damar oluşumu gibi sorunlara yol açmasıdır. Diyabetik retinopati, görme kaybına neden olabilir. Diyabetik retinopatinin teşhisi, göz muayenesi, fundus fotoğrafı, floresein anjiyografi, optik koherens tomografi gibi yöntemlerle yapılır. Diyabetik retinopatinin tedavisi, kan şekeri seviyesinin kontrolü, lazer, ilaç enjeksiyonu veya cerrahi gibi seçeneklerden oluşur.
Hipertansiyon
Hipertansiyon, kan basıncının yükselmesi sonucu, vücudun çeşitli organlarında hasara neden olan bir hastalıktır. Hipertansiyon, gözde de hasara neden olabilir. Hipertansif retinopati, hipertansiyonun gözdeki en yaygın komplikasyonudur. Hipertansif retinopati, kan basıncının yükselmesi sonucu, retina damarlarının daralması, genişlemesi, kanama, ödem, tıkanma veya yeni damar oluşumu gibi sorunlara yol açmasıdır.
Hipertansif retinopati, görme kaybına neden olabilir. Hipertansif retinopatinin teşhisi, göz muayenesi, fundus fotoğrafı, floresein anjiyografi, optik koherens tomografi gibi yöntemlerle yapılır. Hipertansif retinopatinin tedavisi, kan basıncının kontrolü, lazer, ilaç enjeksiyonu veya cerrahi gibi seçeneklerden oluşur.
Beyin hastalıkları
Beyin, vücudumuzun merkezi sinir sisteminin bir parçasıdır. Beyin, vücudumuzun çeşitli fonksiyonlarını kontrol eder. Beyin, pek çok hastalığa maruz kalabilir. Beyin hastalıkları, gözde de belirti verebilir. Beyin hastalıklarından bazıları şunlardır:
Multipl skleroz
Multipl skleroz, merkezi sinir sisteminin iltihaplanması sonucu, sinir liflerinin zarar görmesi ve iletişimin bozulması ile karakterize bir hastalıktır. Multipl skleroz, gözde optik nörit adı verilen bir duruma neden olabilir. Optik nörit, optik sinirin iltihaplanması ve hasar görmesi sonucu, görme kaybı, ağrı, renk algısında bozulma, ışığa hassasiyet gibi belirtilerle ortaya çıkar. Optik nöritin teşhisi, göz muayenesi, görme alanı testi, görme keskinliği testi, optik koherens tomografi, manyetik rezonans görüntüleme gibi yöntemlerle yapılır. Optik nöritin tedavisi, kortizon, plazmaferez, immünmodülatör ilaçlar gibi seçeneklerden oluşur.
Beyin tümörü
Beyin tümörü, beyinde anormal hücrelerin çoğalması sonucu, beyin dokusunda kitle oluşmasıdır. Beyin tümörü, gözde papil ödem adı verilen bir duruma neden olabilir. Papil ödem, beyin tümörünün beyin içi basıncını artırması sonucu, optik sinir başının şişmesi ve görme kaybı, baş ağrısı, bulantı, kusma, çift görme gibi belirtilerle ortaya çıkar.
Papil ödemin teşhisi, göz muayenesi, fundus fotoğrafı, optik koherens tomografi, manyetik rezonans görüntüleme gibi yöntemlerle yapılır. Papil ödemin tedavisi, beyin tümörünün tedavisine bağlıdır. Beyin tümörünün tedavisi, cerrahi, radyoterapi, kemoterapi gibi seçeneklerden oluşur.
GÖRME BOZUKLUĞU HANGİ HASTALIKLARIN BELİRTİSİ?
Katarakt
Katarakt, göz merceğinin saydamlığını kaybederek bulanıklaşmasıdır. Katarakt, yaşlanma, diyabet, travma, enfeksiyon, ilaç kullanımı, genetik faktörler gibi nedenlerle oluşabilir. Katarakt, görmede bulanıklık, renklerin soluklaşması, ışığa hassasiyet, gece görüşünün azalması, çift görme gibi belirtilerle ortaya çıkar. Kataraktın teşhisi, göz muayenesi, görme keskinliği testi, biyomikroskopi, oftalmoskopi gibi yöntemlerle yapılır. Kataraktın tedavisi, cerrahi yolla göz merceğinin çıkarılıp yapay mercekle değiştirilmesidir.
Makula dejenerasyonu
Makula dejenerasyonu, gözün retina tabakasının merkezinde bulunan ve en net görüşü sağlayan makula bölgesinin hasar görmesi ve işlevini yitirmesidir. Makula dejenerasyonu, yaşlanma, genetik faktörler, sigara, hipertansiyon, beslenme eksikliği gibi nedenlerle oluşabilir. Makula dejenerasyonu, görmede bulanıklık, merkezi görüş alanının kaybı, nesnelerin şekil ve boyutlarının bozulması, renk algısında azalma gibi belirtilerle ortaya çıkar.
Makula dejenerasyonunun teşhisi, göz muayenesi, görme alanı testi, fundus fotoğrafı, floresein anjiyografi, optik koherens tomografi gibi yöntemlerle yapılır. Makula dejenerasyonunun tedavisi, ilaç enjeksiyonu, lazer, fotodinamik terapi gibi seçeneklerden oluşur.
Retina dekolmanı
Retina dekolmanı, gözün retina tabakasının altındaki sıvının birikmesi sonucu, retinanın ayrılmasıdır. Retina dekolmanı, travma, miyopi, diyabet, enfeksiyon, tümör, yaşlanma, genetik faktörler gibi nedenlerle oluşabilir. Retina dekolmanı, görmede ani azalma, ışık çakmaları, sinek uçuşması, perde inmesi, görüş alanının daralması gibi belirtilerle ortaya çıkar. Retina dekolmanının teşhisi, göz muayenesi, fundus fotoğrafı, ultrason, oftalmoskopi gibi yöntemlerle yapılır. Retina dekolmanının tedavisi, cerrahi, lazer, gaz enjeksiyonu, vitrektomi gibi seçeneklerden oluşur.
Gözde Sorun Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Gözde sorun olduğu, bazı belirtilerle anlaşılabilir. Gözde sorun olduğunu gösteren belirtiler şunlardır:
Görmede azalma veya kayıp
Görmede azalma veya kayıp, göz hastalıklarının en önemli belirtisidir. Görmede azalma veya kayıp, gözün herhangi bir bölümünün hasar görmesi sonucu ortaya çıkabilir. Görmede azalma veya kayıp, ani veya yavaş yavaş gelişebilir ve tek veya her iki gözde olabilir. Görmede azalma veya kayıp, geçici veya kalıcı olabilir. Görmede azalma veya kayıp, ciddi bir göz hastalığının işareti olabileceği için, mutlaka bir göz doktoruna başvurmak gerekir.
Ağrı
Ağrı, göz hastalıklarının bir diğer belirtisidir. Ağrı, gözün ön veya arka bölümünde oluşabilir. Ağrı, hafif veya şiddetli olabilir. Ağrı, keskin, zonklayıcı, batıcı, yanıcı gibi farklı şekillerde hissedilebilir. Ağrı, göz enfeksiyonu, yabancı cisim, glokom, kornea ülseri, irit, optik nörit, sinüzit, migren gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Ağrı, gözün zarar gördüğünü gösteren bir uyarı işaretidir ve ihmal edilmemelidir.
Kızarıklık
Kızarıklık, göz hastalıklarının bir başka belirtisidir. Kızarıklık, gözün beyaz kısmında veya göz kapağında oluşabilir. Kızarıklık, gözde iltihaplanma, alerji, enfeksiyon, yabancı cisim, travma, göz kuruluğu, kontakt lens kullanımı, göz yorgunluğu gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Kızarıklık, gözde bir sorun olduğunu gösteren bir işarettir ve tedavi edilmesi gerekir.
Akıntı
Akıntı, göz hastalıklarının bir diğer belirtisidir. Akıntı, gözden veya göz kapağından gelir. Akıntı, şeffaf, sarı, yeşil, kahverengi, kanlı gibi farklı renklerde olabilir. Akıntı, kıvamlı, sulu, köpüklü, yapışkan gibi farklı özelliklerde olabilir. Akıntı, göz enfeksiyonu, alerji, göz kuruluğu, blefarit, konjonktivit, kornea ülseri, travma gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Akıntı, gözde bir enfeksiyon veya iltihap olduğunu gösteren bir işarettir ve tedavi edilmesi gerekir.