Gazzeliler, artan tanımaların Gazze'deki saldırıları sonlandırmasını umuyor
İsrail'in saldırıları ve ablukası altında bulunan Gazze Şeridi'nde yerlerinden edilen Filistinliler, son dönemde bazı ülkelerin Filistin Devleti'ni tanıma kararını yakından izliyor. Bir kesim bu adımı "önemli bir zafer" olarak değerlendirirken, diğer bir kesim ise günlük hayattaki yıkım ve göç gerçeğinin bununla değişmeyeceği görüşünde.
Yerinden edilme ve günlük yaşam
Cibaliya Mülteci Kampı'ndan yerinden edilen Salah Nassar, AA muhabirine yaptığı açıklamada İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın kendilerini devlet olarak tanımasını "Filistin davamız için büyük bir zafer" olarak nitelendirdi. Nassar, son iki yılda yedi kez yerinden edildiğini ve Tel ez-Zater'den Şati Mülteci Kampı'na, oradan da güneye göç etmek zorunda kaldıklarını anlattı.
Şucaiyye Mahallesi sakini Gazi el-Hattab da tanıma kararını "geç kalınmış ama önemli bir adım" olarak değerlendiriyor; Hattab, bu kararın uluslararası teamül ve sözleşmelerle ilişkilendirdiği meşru bir hak olduğunu belirtiyor. Hattab, parasızlık nedeniyle kenti bir bisikletle terk etmek zorunda kaldığını ve göçün maliyetinin 2 bin doları aştığını aktardı.
Umut ve şüphe arasında farklı bakış açıları
Şati Mülteci Kampı'ndan gelen Ümmü Halid eş-Şanti ise diplomatik gelişmelerin "gerçekliklerini hiçbir şekilde değiştirmeyeceğini" söylüyor. Şanti, iki yıldır süren saldırıların yarattığı acının ve halkın yaşadığı yok oluş hissinin kararların arkasındaki gösterge olduğunu vurguladı. Arap ülkelerinin yeterince destek vermediğini, Avrupa ülkelerinin tutumunu ise göstermelik ve sonuçsuz bulduğunu ifade etti.
Hasar ve insani tablo
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi verilerine göre, Gazze kentine yönelik saldırıların yoğunlaştığı 11 Ağustos ile 13 Eylül arasındaki dönemde kentte 3 bin 600'den fazla bina yıkıldı veya ağır hasar gördü. Aynı dönemde, İsrail saldırılarında Gazze kentinde yerinden edilenlerin kaldığı 13 bin çadırın kullanılamaz hale geldiği bildirildi. Bu veriler, yerinden edilmelerin ve altyapı tahribatının boyutunu ortaya koyuyor.
Diplomatik gelişmeler ve beklentiler
Son dönemde Kanada Başbakanı Mark Carney, Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Portekiz Dışişleri Bakanı Paulo Rangel tarafından yapılan açıklamalarda Filistin Devleti'ni tanıma kararı duyuruldu. Yasir Arafat'ın 1988'de kuruluşunu ilan etmesinden bu yana, BM üyesi 193 ülke arasından Filistin Devleti'ni tanıyanların sayısı 152'ye yükseldiği bildirildi.
Yerinden edilenler, bu diplomatik adımların Gazze'deki saldırıların sona ermesine yol açmasını umuyor; ancak aynı zamanda saha gerçekliğinin, altyapının tahrip olmasının ve insani koşulların hemen düzelmeyeceği kaygısı yaygın. Birçok kişi için tanımalar moral ve siyasi destek olarak anlam taşısa da, günlük yaşamı ve güvenliği doğrudan etkileyen sorunlar hâlâ çözümsüz durumda.
Sonuç olarak
Gazzeliler arasında tanıma kararları hem umut hem de şüphe yaratıyor. Bir bölüm bu adımları "Filistin davası için büyük bir zafer" olarak değerlendirirken, diğerleri diplomatik gelişmelerin sahadaki insani krizi derhal çözmeyeceğini düşünüyor. Hem altyapı hasarının boyutu hem de sürekli yerinden edilmeler, tanımaların pratik etkisinin nasıl olacağı sorusunu gündemde tutuyor.