Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum — 2. Gün
Eski BM Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk başkanlığında İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Birsel Konferans Salonu'nda düzenlenen Gazze Mahkemesi Nihai Oturumunun ikinci gününde, İsrail'in Gazze'de işlediği iddia edilen suçlar üç ana başlık altında ele alındı. Oturumlarda sivillere, gazetecilere ve eğitim sistemine yönelik iddialar değerlendirildi ve hesap verebilirlik gerekliliği ön plana çıktı.
Oturumlar ve konuşmacılar
Gün, üç ana başlıkta yapılandırıldı. Sivillere yönelik suçlar başlığında gazeteci Ahmed Alnaouq, Filistinli insan hakları avukatı ve Addameer Derneği Genel Müdürü Sahar Francis ile aktivist ve araştırmacı Hala Shoman sunum yaptı. Gazetecilere yönelik iddialar bölümünde Filistinli gazeteci Abubaker Abed ve Kudüs Üniversitesi İnsan Hakları Kliniği Direktörü Dr. Munir Nusseibeh konuştu. Eğitim kırımı başlığı altında Gazzeli öğrenciler Osama Alostta ve Malek Alsweirki ile Cambridge Üniversitesi'nden Prof. Wesam Amer değerlendirmelerde bulundu.
Sivillere yönelik suçlar
Ahmed Alnaouq
Biz Sayı Değiliz Filistin Gençliğine Ses Vermek başlıklı konuşmasında Alnaouq, ailesinden 21 kişinin İsrail tarafından öldürüldüğünü belirtti ve bu kişilerin sadece rakam olmadığını vurguladı. Alnaouq, Gazze'ye yönelik soykırımın 2023 Ekiminde başlamadığını, 77 yıldır süregelen bir süreç olarak görüldüğünü söyledi ve ana akım medyanın anlatımını eleştirdi. Bir gazeteci olarak adalet arayışını sürdüreceğini ve işlenen suçların takipçisi olacağını ifade etti.
Sahar Francis
Cinsel Saldırı ve Toplu Hapis başlıklı sunumunda Francis, İsrail'in uygulamalarının Ekim 2023'ten çok önce başladığını ve onlarca yıldır belgelendiğini aktardı. Ekim 2023 öncesinde İsrail hapishanelerinde 5 bin 200 Filistinli olduğunu, ateşkes ve esir takası sonrası yaklaşık 2 bin Gazzelinin serbest bırakılmasına karşın şu anda İsrail hapishanelerinde 9 bin 100 kişinin bulunduğunu ve bunların 400'ünün çocuk, 53'ünün kadın olduğunu bildirdi. Soykırımın başlangıcından bu yana 80 Gazzeli esirin hayatını kaybettiğini ve cesetlerinin halen hapishanelerde tutulduğunu, yakın zamanda koşullar nedeniyle iki Gazzelinin daha yaşamını yitirdiğini belirtti. Francis hapishanelerde aç bırakılma, işkence ve tecavüz iddialarına dikkat çekti ve hesap verebilirliğin adalet için vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
Hala Shoman
Reprocide başlıklı konuşmasında Shoman, Gazze'de üreme sağlığının sistematik hedef alındığını, bunun belirli bir grubun nüfusunun çoğalmasını engellemeye yönelik önlemler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Üreme soykırımı tanımlamasını kullanan Shoman, erkeklerin üreme sistemlerinde hasara yol açabilecek muamelelere maruz kaldığını ve bu saldırıların uzun vadeli bir politika ve stratejiye dayandığını belirtti. Jüriye, yaşananların yalnızca anlık şiddet değil, aynı zamanda gelecek nesillerin varlığını hedefleyen bir süreç olduğu mesajını verdi.
Gazetecilere karşı işlenen suçlar
Abubaker Abed
Gazze'den Filistinli bir gazetecinin tanıklığı başlıklı sunumunda Abed, Gazze'de haber yapmanın yaşayan bir topluluğun parçası olmak anlamına geldiğini, gazeteciliğin acıyı belgelemekten öte yaşamın içinde yürütüldüğünü aktardı. Bazı dış medya kuruluşlarını Gazze'deki acıyı sömürmeye ve yanlış bilgi yaymaya karşı eleştirdi ve Gazze Mahkemesi'nin Batılı medya kuruluşları dahil herkesi sorumlu tutma adımlarını önemsemesi gerektiğini vurguladı.
Dr. Munir Nusseibeh
Gazetecileri Ortadan Kaldırmak başlıklı sunumunda Nusseibeh, Gazze'de yabancı gazetecilerin giriş ve hareketinin uzun süredir kontrol edildiğini, bu uygulamanın toplu katliamların ve altyapı tahribatının görünürlüğünü azalttığını belirtti. Nusseibeh, Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de 248'den fazla gazetecinin öldüğünü ve bunlardan en az 56'sının doğrudan mesleki faaliyetleri nedeniyle hedeflendiğini söyledi. Bu sayıların İkinci Dünya Savaşı ve Vietnam örnekleriyle karşılaştırıldığını belirtti ve gazetecilere yönelik kasıtlı saldırıların savaş suçu ve insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilebileceğini ekledi.
Eğitim kırımı
Osama Alostta
Gazzeli Öğrenci: Onların Aldığı Hayaller başlıklı konuşmasında Alostta, soykırım öncesi öğrencilik yıllarından ve geleceğe dair planlarından söz etti. Çocukluk anılarının, mahallelerinin ve kampüsünün yok edildiğini; binaların yanı sıra geleceklerinin de silindiğini ifade etti. Gazze'de binlerce öğrencinin öldürüldüğünü, susturulduğunu ve yerinden edildiğini söyleyen Alostta, Gazze'de 1000'den fazla profesörün hayatını kaybettiğini aktardı ve nesiller boyu sürecek bir kayıp yaşandığını vurguladı.
Malek Alsweirki
Gazze'de Okul Katliamı başlıklı konuşmasında Alsweirki, Gazze'nin bölgedeki yüksek eğitim oranlarından birine sahip olduğunu ve Tel Aviv yönetiminin sistematik olarak eğitim kapasitesini hedef aldığını belirtti. Uluslararası hukuka göre eğitim alanlarının korunması gerektiğini hatırlattı, ailelerin sığınak olarak kullandığı eğitim alanlarının da bombardımanla yok edildiğini ve çocukların okulları ölüm ve kayıp hatıralarıyla ilişkilendireceğini ifade etti.
Prof. Wesam Amer
Bilginin Soykırımı başlıklı sunumunda Amer, Gazze'de bilgi üretimi ve öğretinin metodik biçimde yok edildiğine dikkat çekti. Akademisyenlerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin hedef alınmasının sadece fiziksel yıkım olmadığını; kütüphaneler ve arşivlerin yok edilmesinin nesiller boyu süren bir birikimi ortadan kaldırdığını ifade etti. Amer, jüriye yaşananların sadece eğitim altyapısının yıkımı olmadığını, eğitim yoluyla kurulacak bir geleceğin kasıtlı olarak parçalandığını değerlendirmesi çağrısında bulundu.
Oturumlarda ayrıca görgü tanığı olarak Asmaa Albatash, Nabeel Jumah, Sevjan Al-Shami, Mahmoud Haniyeh, Fidaa Al-Madhoun, Inas Hamdan, Sundus Zaqout ve Abdelrahman Al-Himdiat da konuşma yaptı ve kendi tanıklıklarını paylaştı.
Toplantıda öne çıkan unsur, sunulan tanıklık ve verilerin hesap verebilirlik talebini güçlendirdiği ve jüriye geniş bir suç tanımı çerçevesinde değerlendirme çağrısı yapıldığı oldu.
İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Birsel Konferans Salonu’nda düzenlenen "Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum"un 2'nci gününde düzenlenen "Suçlar" başlığı altındaki oturumda "Sivillere, gazetecilere ve eğitim sistemine karşı suçlar" ele alındı. Filistinli insan hakları avukatı ve Addameer (Vicdan) Derneğinin Genel Müdürü Francis, konuşma yaptı.