Gaziantep'te 45 yıllık tutku: Hanifi Özaslan'ın antika koleksiyonu
Biriktirme serüveni ve mesleki köken
Hanifi Özaslan, Gaziantep Şahinbey ilçesi Şekeroğlu Mahallesi'ndeki dükkanında, çocukluk yıllarından bu yana topladığı eski ve antika eşyaları saklıyor. 58 yaşındaki Özaslan, mesleğe babasıyla birlikte hurdacılık yaparken başladı; köy köy dolaşıp eski eşya alıp satma süreci, onun antika ve nostaljiye olan ilgisini besledi.
Özaslan, mesleği hakkında, "Antikacılık benim baba mesleğim" sözleriyle başlayan anlatımında, 1985'ten beri işin içinde olduğunu ve 2000 yılından beri Gaziantep'te bu işi sürdürdüğünü belirtiyor. Gaziantep'te ve Türkiye genelinde kendisinin "antikacı Hanifi baba" olarak tanındığını aktarıyor.
Eserlerin niteliği ve sayı belirsizliği
Özaslan, başlangıçta ticaret amacıyla topladığı eşyaları zamanla hobiye dönüştürdüğünü, değerli gördüğü parçaları satmayıp ev ve daha sonra dükkânında biriktirdiğini anlatıyor. Koleksiyonundaki parçalar arasında 1950'li yıllarda kullanılan kamera ve fotoğraf makineleri başta olmak üzere telefonlar, plaklar, bakır mutfak eşyaları gibi çok sayıda eser bulunuyor.
Kendisinin de belirttiği gibi, dükkandaki eşyaların tam sayısını bilmiyor. Bir anlatımında, sadece Gaziantep Müzesi'ne teslim edilen 6 bin parça olduğunu vurgularken, dükkanındaki toplam eser sayısının yüz binleri bulabileceğini söylüyor. Hurda olarak alınan partilerde yüz kilo içinde 200–300 parça çıkabildiğini, dolayısıyla dükkandaki parçaların adedini kesin olarak tespit etmenin zor olduğunu ifade ediyor.
Müzelere katkı ve antikacılık tanımı
Özaslan, topladığı eşyaların bir kısmını Gaziantep Müzesi'ne kazandırdığını belirtiyor; bu bağışların karşılığında müze tarafından parasal iadenin yapıldığını da aktarıyor. Mesleki değerlendirmesinde, günümüzde herkesin eski eşyalara "antika" dediğini, oysa tarihe dayanan ve uzmanlık gerektiren eserleri ayıranların geleneksel olarak antikacı sayıldığını vurguluyor. Roma, Yunan, Bizans, Artuklu, Selçuklu, Osmanlı gibi dönemlere ait eserleri ayırt edenlerin bilirkişi olarak anıldığını, günümüzde ise bu ayrımın belirsizleştiğini belirtiyor.
Özetle, Hanifi Özaslan'ın 45 yıllık birikimi; hem yerel koleksiyonculuk pratiğinin hem de ikinci el ve hurdacılığın antika algısı üzerindeki etkisinin bir örneğini sunuyor. Özaslan, Osmanlı son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına ait parçaların ağırlıkta olduğunu, geçmişte değerini bilmedikleri için bazı bakırların eritildiğini ve günümüzde Avrupa'dan gelen alıcıların da ilgi gösterdiğini sözlerine ekliyor.
GAZİANTEP'TE YAŞAYAN 58 YAŞINDAKİ HANİFİ ÖZASLAN, 45 YILDIR TOPLADIĞI ANTİKA EŞYALARA GÖZÜ GİBİ BAKIYOR.