FKÖ Konseyi: Batı Şeria'da 7 Ekim 2023'ten Bu Yana 38.359 Saldırı
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım (Utanç) Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi, Ramallah'ta düzenlenen basın toplantısında Batı Şeria'daki saldırılara ilişkin kapsamlı veriler paylaştı.
Açıklamanın detayları
Konsey Başkanı Müeyyed Şaban tarafından aktarılan rapora göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria'da Filistinliler aleyhinde toplam 38.359 saldırı kaydedildi. Bu saldırıların 31.205'i İsrail ordusu, 7.154'ü ise Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler tarafından gerçekleştirildi.
Can kaybı, yaralanmalar ve yangınlar
Şaban, yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen saldırılarda 33 Filistinlinin hayatını kaybettiğini belirtti. Ayrıca raporda, İsrail ordusu ve yerleşimcilerce toplam 767 yangın çıkarıldığı, bunun 221'inin mülklerde, 546'sının ise tarım arazilerinde meydana geldiği bilgisi yer aldı.
Yasa dışı yerleşimler ve nüfus hareketleri
Konsey, Ramallah ve Bire başta olmak üzere Batı Şeria'da bu dönemde 114 yeni kaçak yerleşim kurulduğunu bildirdi. Bu gelişmeler sonucunda 455 aileden oluşan, toplam 2.853 nüfuslu 33 Filistinli bedevi topluluğun zorla göç ettirildiği ifade edildi.
Yerel imar süreçlerine ilişkin verilen verilerde, Tel Aviv'de yasa dışı yerleşim birimleriyle ilgilenen makamların 38.551 dönümlük alanda 37.415 konutluk 355 imar planını incelediği, bunlardan 18.801 yasa dışı yeni konut için onay verildiği kaydedildi.
Ulaşım engelleri ve yıkımlar
Raporda, Filistin topraklarını bölen ve sivil hareketliliği kısıtlayan sabit ve geçici kontrol noktaları dahil olmak üzere toplam 916 kontrol noktasının bulunduğu belirtildi. Bunlardan en az 243'ünün 7 Ekim 2023'ten sonra yerleştirilen demir bariyerler olduğu vurgulandı.
Şaban ayrıca İsrail makamlarının aynı dönemde 1.014 yıkım gerçekleştirdiğini ve toplam 3.679 Filistinli yapısının yıkıldığını bildirdi. Bu yıkımların yoğunlaştığı iller arasında Kudüs, El Halil ve Tulkerim öne çıktığı ifade edildi.
Konseyin paylaştığı bu veriler, Batı Şeria'daki güvenlik, yerleşim ve insan hareketliliğine ilişkin mevcut tabloya ilişkin resmi bir değerlendirme niteliği taşıyor.
