El Halil planına karşı Filistin tepkisi sürüyor
KAYS EBU SEMRA - İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını sürdürdüğü ve Batı Şeria'yı ilhak planlarını ilerlettiği ortamda, El Halil kentinin Filistin Yönetimi'nden ayrılarak aşiretlerin yönetimine verilmesine yönelik iddialar Filistinliler tarafından kesin bir dille reddediliyor.
İddiaların kapsamı
İddialara göre İsrail, Batı Şeria'nın en büyük kenti olan El Halil'i konumu ve ekonomik önemi nedeniyle öne çıkan bir merkez olarak ele alıyor. Kentin yaklaşık 1 milyon nüfusu ve geniş yüzölçümü Batı Şeria'nın en büyük kenti olma özelliğini pekiştiriyor. El Halil, ticaret ve sanayi merkezi olmasının yanı sıra Eski Şehir'de yer alan ve Müslümanlar için kutsal sayılan Harem-i İbrahim Camisi ile dini önem taşıyor.
Caminin altında Hazreti İbrahim ve yakınlarının mezarları bulunduğu, bölgede yaklaşık 1500 İsrail askerinin konuşlandırıldığı ve cami çevresinde yerleşim kurmuş yaklaşık 400 İsraillinin yaşadığı ifade ediliyor.
Tarihsel zemin: H1 ve H2 ayrımı
El Halil kentindeki gerilim, 1997'de FKÖ ile İsrail arasında imzalanan ve kenti H1 ile H2 olarak ayıran El Halil Anlaşması'na kadar uzanıyor. Anlaşmaya göre H1 bölgesi Filistin Yönetimi'nin idaresinde; Eski Şehir ve İbrahim Camisi'ni de kapsayan H2 bölgesi ise İsrail kontrolünde bulunuyor.
Ayrıca 25 Şubat 1994'te Baruch Goldstein adlı saldırganın eylemi sonrası caminin kullanımına ilişkin düzenlemeler yapıldı; açılış sonrası caminin kullanımının yüzde 63ü Yahudilere, yüzde 37si Müslümanlara ayrıldı. UNESCO ise Temmuz 2017'de Harem-i İbrahim Camisi'ni Filistin mirası olarak tanıdı.
'El Halil Emirlik' planı ve İsrail kaynakları
İsrail 24 televizyon kanalında yer alan habere göre Başbakan Binyamin Netanyahu'nun El Halil'i Filistin Yönetimi'nin etkisinden ayırma, bölge liderleri yerine yerel aşiretleri getirerek bir 'emirlik' kurma planını görüştüğü ileri sürüldü. Haberde bu adımın bazı Batılı ülkelerin Filistin Devleti'ni tanıma niyetine yanıt olabileceği iddia edildi.
Sahadaki gelişmeler: baskınlar ve gözaltılar
El Halil'de İsrail askerlerinin okullara baskın düzenlediği, öğretmenlere ve öğrencilere müdahale ettiği, kitap ve bayraklara el koyduğu bildirildi. Filistin Yönetimi kontrolündeki İbn Rüşd Meydanı'ndaki bir protestoya da müdahale edildi; protesto, İsrail'in alıkoyduğu Filistinlilerin cenazelerinin iadesi talebiyle düzenlenmişti.
Ayrıca El Halil Belediye Başkanı Teysir Ebu Sinine'nin evine 2 Eylül'de baskın düzenlendiği, gözaltına alınan Ebu Sinine hakkında İsrail tarafından 'terörizm ve propaganda destekleme' suçlamaları yöneltildiği aktarıldı.
Neden El Halil? Akademik değerlendirme
El Halil Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Bilal eş-Şubeki, İsrail'in kentte daha önce başarısız olduğu 'Köy Birlikleri' uygulamasını yeniden denediğini, şehirdeki aşiretlerin gücünü plan için bir giriş noktası olarak kullanabileceğini belirtiyor. Şubeki, kentteki aşiretlerin planı başından beri reddettiğine dikkat çekti.
Şubeki'nin değerlendirmesine göre El Halil'in çevresinin yerleşim yerleriyle sarılı olması ve yerleşimlerin bazı mahallelere girmiş durumda olması İsrail'e 'daha fazla güvenlik kontrolü' sağlıyor. Şubeki planla ilgili olarak, 'El Halil Emirliği bahsi özerk bir yapı izlenim verse de aslında İsrail'in 1997'de imzalanan El Halil Protokolü'nü ortadan kaldırmaya yönelik bir girişimdir' diye uyarıyor.
Filistinli lider ve aşiretlerin tepkisi
Filistin Yönetimi cephesinden de plan açıkça reddediliyor. Filistin Yönetimi Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmed ed-Dik, 'El Halil ve Filistin coğrafyasının tek ve bölünmez bir bütün olduğunu' belirterek, 1967'de işgal edilen tüm topraklarda Filistin Devleti'nin kurulacağını vurguladı.
El Halil'deki aşiretler valilik binası önünde protesto düzenleyerek planı kınadı. Aşiret liderlerinden Adnan er-Recebi AA muhabirine, 'İsrail, Filistin halkına karşı kapsamlı bir savaş yürütüyor... El Halil'de İsrail planını kabul eden bir aşiret yok... Bölünmeyi ve emirlik kurulmasını reddediyoruz' dedi ve kentin teslim olmayacağını ifade etti.
Artan çatışma ortamı ve insan kayıpları
7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te gözaltı, baskın ve saldırıların arttığı; bu süreçte en az 1017 Filistinlinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 7 bin kişinin yaralandığı ve 18 binden fazla kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Aynı dönemde Gazze Şeridi'nde ise en az 64.231 Filistinli yaşamını yitirdi, 161.583 kişi yaralandı.
El Halil'de yükselen tartışma ve sahadaki uygulamalar, hem kentteki hukuki ve idari statüye ilişkin tarihi düzenlemeleri hem de güncel siyaset ve güvenlik dinamiklerini doğrudan etkiliyor. Filistinli yetkililer ve yerel aktörler planı reddederken, İsrail kaynaklarının ileri sürdüğü düzenlemeler ve saha uygulamaları gerilimi artırıyor.