Gazze'nin Nusayrat Mülteci Kampı'ndan İbrahim Abdurrauf el-Katravi, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) yardım dağıtım merkezlerinde yaşananları belgelerle dünyaya duyuruyor. Her gün, ailesine yiyecek götürebilmek umuduyla yardım noktalarına yönelen Katravi, yaşadığı çaresizlik ve sefaletin gerçeğini gözler önüne seriyor.
Katravi, üzüntüyle dolu anlarını ve deneyimlerini, "Yaşadığımız dert ve tasayı tahayyül etmek bile zor. Yiyeceğe ulaşmak için 4-5 saat yolda kalmak zorundayız. Merkezlerin açılmasını beklerken ölümle burun buruna geliyoruz." şeklinde tanımlıyor. Yiyecek almak için uzun bir yolculuğa çıkan insanların yaşadığı sıkıntıları paylaşan Katravi, bu yolculukların ne kadar tehlikeli ve zorlayıcı olduğunu dile getiriyor.
İlk başta sadece anı kaydetmek amacıyla bugüne kadar yaptığı birçok çekimleri gerçekleştiren Katravi, yolda başına gelen tehlikeleri de gözler önüne seriyor: "Bombaların ayağımın yanına düşmesi ve insanların ateş altında kalması gibi durumlar benim için son derece travmatik oldu. Tüm bunlara tanık olmak, insani bir felaketin içinde yaşamak demek."
Katravi, ailesinin yaşadığı açlık ve çaresizlik yüzünden bu noktaları ziyaret etmeye devam ettiğini vurguluyor: "Ailem aç kalmamalı. Bu nedenle canımı riske atmaya hazırım. Ailemin sağlığı benim için her şeyden daha önemli."
ABD-İsrail güdümündeki insani yardım mekanizmasını eleştiren Katravi, mevcut durumun bir tuzağa benzediğini ifade ediyor: "Bu kalamar oyuna benziyor, koşturuyorsun ama bir yandan avcıların tuzağına düşmemeye çalışıyorsun. Bu bir yardım sistemi değil, tam aksine bir aşağılanma ve sefalet. Tüm dünyaya seslenmek istiyorum ama kimse bu sese kulak vermiyor."
Katravi, son olarak insanların yaşadığı acılara ve çaresizliklere dikkat çekiyor. "Artık, gerçekten yorulduk. Ölüm, aşağılanma ve sefaletin çoğu boyutunu yaşadık. Onurumuz yerle bir oldu." diyerek, Gazze'de yaşanan trajedinin boyutlarına dikkat çekiyor.