Filistin Yönetimi, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskın ve Batı Şeria'da gerçekleştirilen Filistinlilere yönelik saldırıların, "Tel Aviv tarafından desteklenen organize terörizmin tehlikeli bir yansıması" olduğunu belirtti.
Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, WAFA haber ajansına yazılı bir açıklama yaparak, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskını kınadı. Ebu Rudeyne, "Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilerin sürdürdüğü terör ve Mescid-i Aksa'ya yönelik kışkırtıcı saldırılar, Gazze halkına uygulanan soykırım ve aç bırakma savaşının bir uzantısıdır. Bu durum, bölgede daha fazla gerilime ve tırmanışa yol açmaktadır," ifadelerini kullandı.
Söz konusu saldırıların, İsrail güçlerinin doğrudan korumasında gerçekleştirildiğini belirten Ebu Rudeyne, bu saldırıların tüm sonuçlarından Tel Aviv hükümetinin sorumlu olduğunu vurguladı. Ebu Rudeyne ayrıca, ABD yönetimini, "geç olmadan İsrail'in bu saldırganlığını durdurmak için acilen harekete geçmeye" çağırdı.
Ebu Rudeyne, "Gerçek ve kalıcı barış, ancak Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık hakkının tanınması ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olacaktır," diyerek, çözüm önerisini dillendirdi.
Ben-Gvir'in gerçekleştirdiği bu baskınlar, birçok Arap ve İslam ülkesinden gelen tepkilere rağmen devam ederken, üst düzey İsrailli yetkililerin bu eylemlerinin Netenyahu'nun ofisinden onay alındıktan sonra yapıldığı belirtiliyor.
Ürdün ise, Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor ve 26 Ekim 1994'te imzalanan Vadi Arabe Anlaşması gereği, Mescid-i Aksa'nın yönetimi Ürdün Vakıflar İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı’na bağlıdır. Ancak, 2003 yılından bu yana, Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girişleri, İdarenin izni olmadan, tek taraflı olarak sağlanmaktadır.