Filipinli yönetmen Lav Diaz, Gazze'de yaşananların insanlık adına büyük bir fiyasko olduğunu ifade etti. “Gazze'de yaşananlar, gerçeklik ve insanlık adına büyük bir fiyasko. Hele hele kurbanların çoğunun çocuk olması... Bu, insanlığa yapılabilecek en büyük kötülük,” dedi.
Diaz, “Yavaş sinema” akımının öncülerinden biri olarak, filmlerini genellikle siyah-beyaz ve epik anlatımlarla oluşturduğunu belirtti. Bu çerçevede, sinemada gerçeği aramanın önemini ve Gazze'deki zulme karşı mücadelenin gerekliliğini vurguladı.
Uzun süreli filmler çekmeyi tercih eden Diaz, gerçeği arayışını her koşulda sürdürmek istediğini dile getirdi. “Gazze'de olanlar tam bir kabus,” diyen yönetmen, yaşananların ortadan kaldırılması gereken bir gidişatı temsil ettiğini ifade etti.
Dünyada bu konuya dair yeterli tepki olmadığını belirten Diaz, “Çok fazla eylem yok, tam tersine kötülüğe destek olanlar var,” diyerek hislerini paylaştı. “Bir sürü masum genç insan ölüyor, çoğu bu dünyada hiçbir şeyleri olmadan yaşıyorlar. Ne kadar büyük bir kayıp.”
Diaz, gelecekte Gazze'deki olayların hikayesini çekme arzusunu da dile getirdi: “Zaten yaptığım tüm işlerin bu tür zulümlere karşı olduğunu düşünüyorum. Ama mesele şu ki, insanlar savaşmaya devam ettiği sürece, asla gerçeği göremeyecekler.”
Genç yaşlarda Filipinler’de gazeteci olarak çalışan Diaz, yeni neslin gerçeği anlatma sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini vurguladı. “Eğer gerçeği bırakırsanız mücadele biter. Ne yaparsanız yapın gerçeğin peşini bırakmayın,” ifadelerini kullandı.
Her şeye rağmen umutlu olduğunu belirten yönetmen, “Evet umut da var. Savaşmaya, doğru olanı yapmaya devam edebiliriz. Kötü olan her şey bir noktada yok olacak,” diye ekledi.
Türk sinemasına dair düşüncelerini paylaşan Diaz, İstanbul'u sevdiğini ve tekrar ziyaret etmek istediğini ifade etti. Son olarak, Katar'da gerçekleşen Qumra 2025 etkinliği hakkında da memnuniyetini dile getirdi.
Lav Diaz, siyah beyaz epik filmleriyle tanınan, toplumsal adaletsizlik ve insan ruhunun karmaşık katmanları gibi temaları derinlemesine işleyen bir sanatçıdır. 2013'te Norte, the End of History ve 2016'da The Woman Who Left ile Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan ödülünü kazanmıştır. Diaz, dünya sinemasında kendine özgü bir dil oluşturarak, evrensel insani meselelere yerel bir perspektifle dikkat çekmektedir.
Filipinli yönetmen Lav Diaz, gerçeğin hayattaki en önemli bakış açısı olduğunu vurgulayarak, hayatı boyunca gerçeğin peşinde koştuğunu aktardı. "Yavaş sinema" akımının öncülerinden, filmleri genellikle siyah-beyaz ve epik anlatımlara sahip yönetmen Diaz, sinemada gerçeği aramanın önemini ve Gazze'de yaşanan zulme karşı neden herkesin mücadele etmesi gerektiğini AA muhabirine anlattı.
Filipinli yönetmen Lav Diaz, gerçeğin hayattaki en önemli bakış açısı olduğunu vurgulayarak, hayatı boyunca gerçeğin peşinde koştuğunu aktardı. "Yavaş sinema" akımının öncülerinden, filmleri genellikle siyah-beyaz ve epik anlatımlara sahip yönetmen Diaz, sinemada gerçeği aramanın önemini ve Gazze'de yaşanan zulme karşı neden herkesin mücadele etmesi gerektiğini AA muhabirine anlattı.