İnternet vasıtasıyla kullanılan birçok uygulama, kullanıcıların verilerini ele geçiriyor. Moneymongers'ın en iyi 100 uygulama üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, sosyal medya uygulamaları en çok veri tüketen uygulamalar oldu. Instagram, Facebook, Threads ve Messenger'ın sırasıyla 1’inci ve 4’üncü sırada yer aldığı araştırmada meta uygulamalar da iddiaları boşa çıkarmadı. Her biri, temel iletişim bilgilerinin ötesinde kullanım verileri, tanımlayıcılar, tarama, satın alma, konum geçmişi ve hatta finansal bilgilere kadar uzanan kullanıcı verilerinin yüzde 86 gibi şaşırtıcı bir oranını topluyor.
4 uygulama da bu verileri şirket içi pazarlama ve reklam amaçlı kullanıyor. Ancak bu, faaliyet göstermek için ihtiyaç duyduklarından çok daha fazla veri havuzunu oluşturuyor ve Twitter'ın topladığından yaklaşık yüzde 72 daha fazla olduğu belirtiliyor.
VERİLERİNİZİ ÇEVRİM İÇİ ORTAMDA NASIL KORUYABİLİRSİNİZ?
Gizliliğinizi uygulamalarınızın ve cihazlarınızın varsayılan ayarlarına bırakmak yerine, çevrim içi verilerinizin kontrolünü yeniden kazanmak için işte 3 basit adım.
Uygulama izleme izinlerini ayarlayın: Konum takibini kapatabilir veya uygulamalara yalnızca GPS'e ihtiyaç duyduğunuzda bu bilgilere erişim izni verebilirsiniz.
Bunu iOS'ta Ayarlar > Gizlilik > Konum Servisleri'ndeki anahtarı kapatarak veya uygulama başına izinleri ayarlayarak yapın.
Android'de de benzer şekilde Ayarlar > Konum > Uygulama Konum İzinleri > Kapat'ı seçin veya uygulama bazında ayarlayın.
Gizlilik odaklı bir tarayıcı veya gizli tarama kullanın: Gizli mod, sizi tamamen korumaz. Fakat dijital ayak izinizi koruyan özellikler sunar.
VPN kullanın: Çevrim içi güvenlik ve gizlilik konusunda önlem almak istiyorsanız, bir VPN'e ihtiyacınız olacak. Sanal Özel Ağlar (VPN) kimliğinizi maskeler ve çevrim içi verilerinizi şifreler ve böylece etkinliğiniz izlenemez hale gelir. VPN'lerle yalnızca izlenmeyi önlemekle kalmaz, aynı zamanda coğrafi engellemeleri veya diğer benzer kısıtlamaları da atlayabilirsiniz.