Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi raporları ve tutuklama itirazları
Kahramanmaraş'ta 6 Şubat depremlerinde yıkılan Ezgi Apartmanı ile ilgili yürütülen davada, tutuklu bulunan iş yeri sahipleri hakkında hazırlanan bilirkişi raporları hem kamuoyunda hem de yargı sürecinde tartışma konusu olmaya devam ediyor. Sanıkların avukatı Ersan Şen, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) raporuna itiraz ederek, benzer bir dosyada aynı üniversitenin farklı yönde görüş bildirdiğini ileri sürdü.
Avukatın itirazları: illiyet bağı ve asli kusur
Av. Şen, KTÜ raporunun eksik ve hatalı olduğunu savunarak, binanın altında yapılan tadilatlar ile yıkım arasında sebep-sonuç ilişkisi, yani illiyet bağı kurulmadan sanıklara asli kusur isnat edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtti. Şen, bu gerekçeyle verilen tutuklama kararının hukuki şartları taşımadığını söyledi.
Avukat, tutuklama tedbirinin uygulanabilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunması gerektiğini vurguladı ve KTÜ raporunun bu kıstasları sağlamadığını iddia etti.
Bilirkişinin rolü: teknik tespit ile hukuki nitelendirme ayrımı
Şen, bilirkişilerin asli veya tali kusur tespiti yapamayacağını belirterek Türk Ceza Kanunu'nun 22. maddesine dikkat çekti. Buna göre kusurun hukuki nitelendirmesi mahkemeye ait olup, bilirkişilerin sınırı teknik değerlendirmeyle sınırlıdır. Şen, KTÜ raporunun bu sınırı aştığını savundu.
Avukat, örnek olarak trafik kazalarını gösterdi: 'Bir kişi alkollü veya ehliyetsiz araç kullanabilir ancak tüm trafik kurallarına uygun şekilde seyir halindeyken meydana gelen kazadan otomatik olarak sorumlu tutulamaz. Ruhsatsız tadilat yapılmış olması, yıkımın sebebi olduğu anlamına gelmez. İlliyet bağı yoksa sorumluluk da olmaz.'
İslahiye örneği ve diğer üniversite raporları
Şen, Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde yıkılan bir apartmanla ilgili İslahiye'de görülen davayı emsal gösterdi. Söz konusu dosyada mahkemenin ek bilirkişi incelemesi istediğini ve ek raporda tadilat ile yıkım arasında illiyet bağı bulunmadığı tespit edildiğini, bunun üzerine sanıkların serbest bırakıldığını aktardı.
Ezgi Apartmanı dosyasına daha sonra giren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) raporlarında da yapılan tadilatların binanın yıkımına neden olmadığının belirtildiğini söyleyen Şen, KTÜ raporunun bu soruya net yanıt vermediğini ve bu nedenle raporun eksik olduğunu ileri sürdü.
Süreç ve itirazların devamı
Tüm bu raporların dosyada bulunmasına rağmen sanıkların tutukluluk halinin sürdüğünü belirten Av. Şen, 'Tutuklama tedbiri için gerekli olan kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunmamaktadır. Bilirkişi raporları delilleri değerlendirme aracıdır ve son gelen raporlar açıkça lehimizedir. Buna rağmen tutukluluk sürüyor. İtirazlarımızı sürdürüyoruz, süreç devam edecek' ifadelerini kullandı.
Davada raporlar arasındaki görüş farklılıkları ve bilirkişilerin teknik tespitleri ile mahkemenin hukuki nitelendirmesi arasındaki sınır tartışması, tutuklama kararlarının denetlenmesi bakımından belirleyici olmaya devam ediyor.
KAHRAMANMARAŞ’TA 6 ŞUBAT DEPREMLERİNDE YIKILAN EZGİ APARTMANI’NA İLİŞKİN YÜRÜTÜLEN DAVADA, TUTUKLU BULUNAN İŞ YERİ SAHİPLERİ HAKKINDA HAZIRLANAN BİLİRKİŞİ RAPORLARI KAMUOYUNDA VE YARGI SÜRECİNDE TARTIŞILMAYA DEVAM EDİYOR. SANIKLARIN AVUKATI ERSAN ŞEN, KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ (KTÜ) TARAFINDAN HAZIRLANAN BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ EDEREK, BENZER BİR DAVADA AYNI ÜNİVERSİTENİN FARKLI YÖNDE GÖRÜŞ BİLDİRDİĞİNİ BELİRTTİ.