Raporun ana hatları
Erzurum Valiliği tarafından paylaşılan çalışma, 2020-2025 dönemine ilişkin hava kalitesi değişimini, kirlilik kaynaklarını ve iyileştirme önerilerini ortaya koyuyor. Çalışma, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Doğu Anadolu Temiz Hava Merkezi Müdürlüğü tarafından yürütülen izleme faaliyetlerinin sonuçlarına dayanıyor.
İzleme altyapısı
Erzurum’un da içinde bulunduğu 11 ilde yönetilen izleme altyapısı kapsamında kentte Hıfzıssıhha, Aziziye, Taşhan, Palandöken ve Pasinler olmak üzere 5 aktif online izleme istasyonu yer alıyor. Bu istasyonlar 2005-2016 yılları arasında kurulmuş olup kentsel, trafik ve kırsal temsil kabiliyetine sahip. İstasyonlarda Partikül madde (PM10), PM2.5, Kükürdioksit (SO), Azotoksitler (NO), NOx, Karbonmonoksit (CO) ve Ozon (03) gibi kirleticiler ölçülüyor.
Kirleticiler ve ana kaynaklar
Veriler, kentte en baskın kirleticinin PM10 olduğunu gösteriyor. Raporda PM10’un başlıca kaynak olarak öne çıktığı; SO'nun katı yakıt kullanımından, NO'nin ise motorlu taşıtlar ile ısınmadan kaynaklandığı belirtiliyor. Yaz aylarında fotokimyasal süreçlerle oluşan 03 değerleri Nisan-Eylül döneminde yükseliyor.
Zaman ve mekâna göre eğilimler
Mevsimsel değerlendirmede kış ayları (Ekim-Mart) boyunca PM10, SO ve NO değerlerinde belirgin artış görülürken, CO değerleri de kış aylarında yükseliyor. Saatlik bazda ise sabah 07.00-10.00 ile akşam 16.00-20.00 aralığında tüm kritik kirleticilerde artış kaydediliyor; bunun yoğun iş-okul trafiği ile ısınma amaçlı soba ve kalorifer kullanımının aynı saatlere denk gelmesinden kaynaklandığı ifade ediliyor. Gece saatlerinde kirleticiler düşüş eğiliminde.
Yerel ve bölgesel etkenler
Palandöken istasyonunda 2022 Mayıs ayındaki PM10 artışının bölgeye ulaşan toz taşınımı kaynaklı olduğu resmi ölçümlerle tespit edilmiştir. Kentin topografyası, yüksek rakımı ve karasal iklim yapısı nedeniyle inversiyon olaylarına sıkça maruz kaldığı; bunun kirleticilerin atmosferde birikmesine ve dağılmasının gecikmesine neden olduğu vurgulanıyor. Ayrıca çarpık kentleşme, yetersiz yeşil alan, düşük baca yükseklikleri ve eski binalardaki izolasyon eksiklikleri yerel katkı sağlayan faktörler olarak sıralanıyor.
Sağlık ve ekosistem üzerindeki etkiler
Rapor, hava kirliliğinin özellikle solunum ve kalp-damar sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturduğunu; çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı bulunan bireylerin ilk etkilenen gruplar arasında olduğunu vurguluyor. Kirliliğin insan sağlığının ötesinde bitki örtüsü, hayvan yaşamı, mimari yapılar ve bölgesel ekonomi üzerinde de olumsuz etkileri bulunduğu belirtiliyor.
İzlenmesi gereken öncelikli konular
Rapor, hava kalitesini etkileyen kısa ve uzun vadeli unsurları ayırt ederek, öncelikle şu konulara dikkat çekiyor:
- Trafik kaynaklı emisyon artışı: Kent merkezinde nüfus sınırlı artış gösterse de motorlu taşıt sayısındaki yükselişin 2023 yılında %5,66 olarak raporlanması, trafik kaynaklı kirliliği artıran önemli bir faktör olarak gösteriliyor.
- Isınma kaynaklı yük: Kış döneminde artan katı yakıt kullanımı ve yetersiz bina izolasyonu, PM10 ve SO başta olmak üzere kirliliğin yükselmesine yol açıyor.
- Meteorolojik ve coğrafi kısıtlar: İnversiyon olayları ve bölgesel toz taşınımı gibi etkenler, kısa süreli yüksek kirlilik olaylarına zemin hazırlıyor.
Öneriler ve uygulanabilir önlemler
Raporun sunduğu öneriler hem teknik hem de planlama temelli. Öne çıkan maddeler şunlardır:
Isınma kaynaklı kirliliğin azaltılması: Doğalgaz kullanımının artırılması, katı yakıt denetimlerinin sıklaştırılması, baca ve kazan bakımlarının düzenli yapılması ve kamu bilgilendirme çalışmalarının yaygınlaştırılması öneriliyor.
Ulaşım kaynaklı kirliliğin azaltılması: Toplu taşımanın güçlendirilmesi, yeni çevre yolları ve alternatif güzergâhların oluşturulması ile egzoz emisyon denetimlerinin EGEDES sistemiyle etkin yürütülmesi gerektiği belirtiliyor.
Kentsel planlama ve yapı önlemleri: Kentsel dönüşümün hızlandırılması, rüzgâr koridorlarını kapatmayacak şehir planlaması, yeşil alanların artırılması ve inşaat-yıkım alanlarında tozuma önlemlerinin zorunlu hale getirilmesi vurgulanıyor. Uzun vadeli çözümlerin kentin topografik ve iklimsel özellikleri dikkate alınarak planlanması gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç
Erzurum’un 2020-2025 hava kalitesi değerlendirmesi, PM10 ağırlıklı kirlilik profili, mevsimsel ve saatlik pikler ile yerel-coğrafi kısıtların birleştiği bir tabloyu ortaya koyuyor. Rapor, hedeflenen iyileşme için hem teknik müdahaleler hem de kentsel planlama değişiklikleri gerektiğini belirtiyor; acil olarak uygulamaya alınacak önlemler ile uzun vadeli stratejilerin eş zamanlı yürütülmesi öneriliyor.
ERZURUM VALİLİĞİ, ERZURUM'DA 2020-2025 YILLARI ARASINDAKİ HAVA KALİTESİ DEĞİŞİMİNİ, KİRLİLİK KAYNAKLARINI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ ELE ALAN, KENTİN ATMOSFERİK YAPIŞINI ETKİLEYEN UNSURLARI KAPSAMLI BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYAN TESPİTLERİ PAYLAŞTI.