Erdoğan’dan İsrail’e nükleer bomba sorusu: Sıkıysa açıkla!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sert bir dille eleştirerek, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya nükleer silah sahibi olup olmadığını sordu. Erdoğan, İsrail’in atom bombasıyla tehdit ettiğini iddia etti. Erdoğan, CHP’deki genel başkan değişimi ve yargı kurumları arasındaki tartışmaya da değindi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sert bir dille eleştirdi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya atom bombası olup olmadığını sordu. Erdoğan, “Sıkıysa açıkla ama açıklayamaz. Ey İsrail sende atom bombası, nükleer bomba var ve bununla tehdit ediyorsun.” dedi. Erdoğan, Netanyahu’nun artık ecelinin geldiğini ve İsrail’in bir terör devleti olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının 40. gününde devam ettiği bir ortamda, İsrail’i kınayan açıklamalarına devam etti. Erdoğan, hükümet olarak İsrail vahşetini durdurmak için diplomasinin tüm imkanlarını kullandıklarını söyledi.
NETANYAHU’YA MEYDAN OKUDU
Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya seslenerek, nükleer silah sahibi olup olmadığını sordu. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Sende atom bombası var mı, yok mu? Sıkıysa açıkla ama açıklayamaz. Ey İsrail sende atom bombası, nükleer bomba var ve bununla tehdit ediyorsun. Senin bu tehditlerine karşı biz de boş durmayacağız. Biz de Filistinli kardeşlerimizin yanında olacağız. Biz de onlara destek vereceğiz. Biz de onların haklarını savunacağız.”
Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında yarısından çocuk olmak üzere 11 bin 320 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, onbinlercesinin de yaralandığını belirtti. Erdoğan, İsrail’in sivilleri, hastaneleri, okulları ve camileri hedef aldığını, Gazze’nin tüm arzını kestiğini, elektrik ve suyun tükenmek üzere olduğunu söyledi.
İSRAİL’İN KATLİAMLARINA KARŞI DİPLOMATİK MÜCADELE
Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına karşı Türkiye olarak diplomatik mücadele verdiklerini belirtti.
Erdoğan, “Bu konuda maalesef beklenen gelişmeler hala olmuyor. ABD başta olmak üzere Batı hala maalesef ters yüz olarak bu duruma bakıyor.” diye konuştu.
Erdoğan, Fransa’nın da tutarsız bir tavır sergilediğini ve dürüst olmadığını ifade etti.
Erdoğan, “Fransa önce farklı açıklamalar yapıyor sonra bakıyorsunuz geri vitese takıyor. Dürüst ol bir gün öyle bir gün böyle yapma. Aynen şu anda Filistin'dekilerin durumu gibi biz istiyoruz ki dimdik ama hiçbir zaman kalkıp da akşam başka sabah başka olmayın. Türkiye gibi olun.” dedi.
HAMAS BİR SİYASİ PARTİDİR
Erdoğan, Hamas’ın Filistin’de seçim kazanan bir siyasi parti olduğunu ve haklarının elinden alındığını vurguladı.
Erdoğan, “Benim ülkemde bile Hamas’ın bir siyasi parti olduğunu bilmeyen anlamayanlar var. Savaşın da bir ahlakı hukuku vardır. Savaş hukukunun ilk kuralı çocuklar yaşlılara kadınlara dokunmamaktır.” dedi.
Erdoğan, İsrail’in sivilleri kasıtlı olarak bombaladığını ve bir şehri içindeki insanlarıyla topyekun yok etme stratejisi uyguladığını söyledi.
İSRAİL’İ ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILATMAK İSTİYORUZ
Erdoğan, İsrail’in katliamlarına bu şekilde devam ederse, tüm dünyada lanetlenen bir terör devleti olduğunu her yerde tescil ettireceklerini belirtti.
Erdoğan, “Şu anda yüzlerce binlerce avukat Lahey Adalet Divanı’na ve böyle bir soykırımı yaptığı için soykırım noktasında da bütün adımları atıp gerekli olan duyuruyu yapmanın gayreti içerisinde olacağız.” dedi.
Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 121 ‘evet’ oyuyla kabul ettiği Gazze kararına ‘çekimser’ kalan ülkeleri de eleştirdi.
OLAY HAÇLI-HİLAL MESELESİDİR
Erdoğan, Gazze’deki olayın bir haçlı-hilal meselesi olduğunu ve tüm dünyada maskeleri düşürdüğünü söyledi. Erdoğan, “Gazze tüm dünyada maskeleri düşürmüştür. Birileri rahatsız olacak diye Hamas mensuplarının vatanlarını ve canlarını korumaya çalışan direnişçiler olduğu gerçeğini dillendirmekten asla çekinmeyiz.” dedi. Erdoğan, Mısır ile işbirliği içinde yardımlarını Gazze halkına ulaştıracaklarını ve diplomatik temaslarını daha da artıracağını ifade etti.
CHP’DEKİ DEĞİŞİMİ ELEŞTİRDİ
Erdoğan, gündemindeki diğer bir konu olarak CHP’de yaşanan genel başkan değişimine de değindi. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine gelen Özgür Özele seslenerek şöyle konuştu:
“CHP'nin faşist kodlarında en ufak bir değişim olmadı. Atatürk'ün partisi kimi zaman mezhepçi fanatiklerin kimi zaman marjinal örgütlerin kimi zaman da bukalemun tiplerin elinde adeta oyuncağa döndü. Değişim dediler ancak kurultaylarında Selo'sundan Kavala'sına ne kadar demokrasi düşmanı varsa selam çaktılar.
CHP'nin genel başkanlık koltuğuna oturan gerçekten genel başkan mı yoksa emanetçi mi belli değil. Onu oraya oturtan efendilerinin bir sonraki adımı ne olacak o da meçhul. Genel başkanında da onu oraya getirenlerin de amaçlarının asla değişmediğini biliyoruz.
(Kemal Kılıçdaroğlu) Galiba bir ofis açmış orada inşallah mutfağı da unutmamıştır.”
YARGITAY İLE AYM ARASINDAKİ TARTIŞMAYA MÜDAHİL OLDU
Erdoğan, son olarak Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi (AYM) arasında yaşanan yetki tartışmasına da müdahil oldu. Erdoğan, Yargıtay’ın AYM’nin verdiği kararlara uymamasını eleştirerek, şöyle dedi:
“Yargı sistemimizi reforme ettik. Yüksek yargı organlarımız dahil adalet teşkilatımızın tüm birimlerini modern hizmet binasına kavuşturduk. Yargının tarafsızlığına da anayasal güvence aldık.
CHP, bireysel başvuru hakkını da içeren anayasa değişikliğine 'hayır' dedi. CHP'nin bireysel başvuru konusunda söyleyecek hiçbir sözü yoktur ve olamaz.
İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını 'darbe' olarak nitelemek bir başka utanmazlıktır. Bu ülkede darbe ve kalkışma olsa en büyük destekçisi CHP olacaktır. Türkiye'de bir darbe olsaydı CHP anında darbecilerin safında konumlanırdı. Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Yargıtay arasındaki mesele iki yüksek yargı organlarının görev alanlarıyla ilgili görüş farklılığından ibarettir.
Yargıtay'ın açıklamalarında dile getirdiği serzenişleri de gözardı edemeyiz. Bize bu tartışmada hüküm vermek değil hakem olmak düşer. Anayasamızın 104. maddesine göre devlet organlarının düzenli çalışmasını temin etme görevi bizdedir. Sorunun acil çözümü konuyla ilgili anayasal yasal değişikliklerin süratle yapılmasından kalıcı çözüm sivil anayasadan geçmektedir. Meclis hiç oturma eylemi yapma yeri değildir. Oturmak için yer arıyorsan parka gidin.”