Egemen Bağış: Türkiye'nin Avrupa için stratejik önemi ve ortaklık çağrısı
Makale ve bağlam
Eski Avrupa Birliği Bakanı ve Büyükelçi Egemen Bağış, Birleşmiş Milletler (BM) Medeniyetler İttifakı Yüksek Düzeyli Danışma Konseyi Üyeliği görevini de sürdürürken, Belgrad merkezli Uluslararası İlişkiler ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi tarafından yayımlanan "Horizons" dergisinde "Kıta Yol Ayrımında: Türkiye'nin Rolü Neden Elzem?" başlıklı bir makale kaleme aldı. Makalede Bağış, Türkiye'nin dış politika başlıklarında Avrupa Birliği (AB) için taşıdığı önemi ayrıntılı biçimde ele aldı.
AB'nin zorlukları ve Türkiye'nin katkısı
Bağış, Avrupa kıtasının tarihsel olarak birçok savaşa sahne olmasına karşın barışa güçlü bağlılık gösterdiğini belirterek, güncel krizlerin AB'nin hareket kapasitesini sınırladığını ifade etti. Makalesinde şu çarpıcı değerlendirmeyi paylaştı: "AB'nin, bugün karşı karşıya olduğu zorlukların boyutunu bir düşünün. Ukrayna'daki savaş, Gazze'deki insani felaket ve Suriye'de devam eden istikrarsızlık, AB'nin, kararlı bir şekilde harekete geçme kapasitesinin sınırlı olduğunu ortaya koyuyor. AB, bu alanların hiçbirinde tek başına hareket edemez ve neredeyse hepsinde Türkiye, benzersiz bir bilgi ve deneyime sahip."
Güvenlik ve istihbarat alanındaki işbirliği
Bağış, Türkiye'nin 70 yıldan fazladır NATO'nun güçlü müttefiki olarak sağladığı katkıyı vurguladı. Türkiye'nin kapsamlı istihbarat ağlarına, terörle mücadele deneyimine ve bölgesel ilişkilere sahip olmasının, AB'nin krizlere karşı yaklaşımını reaktif olmaktan proaktif hale getirmede kilit rol oynadığını belirtti. Bu bağlamda Bağış, güven ve planlama üzerine kurulu bir Türkiye-AB ittifakının, krizleri büyümeden önleyebileceğini ifade etti ve "Hızla artan risk dünyasında dayanıklılık sadece savunmayla ilgili değil öngörüyle de ilgilidir." değerlendirmesini paylaştı.
Köprü rolü, ekonomik ilişkiler ve göç
Bağış, Türkiye'nin sıklıkla "medeniyetler arasında köprü" şeklinde tarif edildiğini hatırlatarak, "Türkiye'nin Müslüman dünyasındaki kültürel bağları, AB'ye güvenilirliğinin sıklıkla sorgulandığı bölgelerle köprüler kurması için eşsiz bir fırsat sunmakta." görüşünü dile getirdi. Ayrıca Türkiye-AB arasındaki ekonomik işbirliğinin güçlü olduğuna dikkat çeken Bağış, Türkiye'nin göç konusunda "çok az ülkenin omuzlayabileceği yükün altına girdiğini" anımsattı.
Sonuç: Ortaklık ve genişleme
Bağış makalesini, işbirliğinin, stratejik öngörünün ve karşılıklı saygının temel alındığı bir zeminde Türkiye ile AB'nin dönüştürücü bir ortaklık kurabileceği düşüncesiyle sonlandırdı: "İşbirliği, stratejik öngörü ve karşılıklı saygı temelleri etrafında birleşerek Türkiye ve AB, dönüştürücü bir ortaklık oluşturabilir. Birlikte yalnızca coğrafi bir kavram veya ticaret bloku değil gerçek bir jeopolitik güç olabilir."
Öne çıkan nokta: Bağış, AB'nin karşı karşıya olduğu çok boyutlu krizlerde Türkiye'nin sahip olduğu bilgi, deneyim ve bölgesel bağlantıların, Avrupa için stratejik bir avantaj sunduğunu vurguluyor.